Aynı alacaktan dolayı birden fazla taşınmaz üzerinde toplu ipotek tesis edilirse, tüm taşınmazların birlikte takibe konu edilmesi, birlikte satışının istenmesi ve birlikte satış kararı verilmesinin zorunlu olduğu (TMK 850, 873)- İcra hukuk mahkemesi, "satışın iptali" talebinin kesin olarak reddine karar verse de, satışa hazırlık işlemlerine ilişkin verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazların birlikte satılmasına ilişkin emredici hükmün ihlal edilmeyeceği ve sadece 2 taşınmazın satışının yapılmasının hatalı olduğu- İhale bedeli muhammen bedelin üzerinde olsa da, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazlar aynı takip talebinde yer almasına rağmen, birlikte satışının yapılmaması halinde, şikayetçi borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Mal rejiminin tasfiyesi davasında, dava değerinin 100.000 TL olduğunun kabulü ile davanın tamamen reddine karar verildiğinden, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 12. maddesi birinci bölümü gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Takibe konu senette borçlu şirket yetkilisi olarak imza attığı görülen ve takibin ve ihalenin tarafı olmadığı anlaşılan şikayetçinin İİK'nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134/3. maddesinde belirtilen kişilerden olmadığı, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin de kabulünde olup, açılan davanın nispi harca tabi olup, teminat gerektirdiği, bu nedenle, mahkemece, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin % 5' i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve akabinde Harçlar Kanunu'na aykırı şekilde nispi harcın tahsiline karar verilmesi, dava şartı olan, ancak alınmayan teminat hususunda " karar verilmesine yer olmadığına " şeklinde karar verilmesinin ve bu hususların Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
Dava konusu mahcuzlardan açık artırma şartnamesinin 1. sırasında bulunan menkul haricindeki mahcuzların ticari işletme rehni kapsamına dahil mallar olduğu, bu sebeple; davanın kabulü ile ihale bedelinin alacaklıdan alınarak davacı 3. kişiye ödenmesine karar vermek gerekeceği-
Borçlu şirket adına çıkarılan satış ilanı tebligatının “.... adresine tebliğe çıkarıldığı, “muhatap adresten ayrılmıştır yeni adresi tespit edilememiş olup tebliğ imkansızlığı nedeni ile çıkış merciine iade” şerhi ile iade edilmesi üzerine ticaret sicilinde kayıtlı ... bu adrese T.K. 35’e göre satış ilanının tebliğ edildiğinin görüldüğü, ancak borçlu şirketin dava dilekçesinde şirketin adreste hala ikamet ettiğini, posta memurunun adrese hiç gitmeden şerhi yazdığını iddia ettiği ,dosya içerisinde bulunan ... İl Emniyet Müdürlüğü'nden alınan ......... tarihli cevabi yazıda, borçlu şirketin,...... adresinde faaliyetine devam ettiğinin bildirildiğinin, dolayısıyla borçlu şirketin tebligatların çıkartıldığı ticaret sicili adresinden taşındığının tespit edildiğinin görüldüğü, bu durumda, borçlu şirketin, ticaret sicili adresine çıkartılan tebligatın ‘ayrıldığından’’ bahisle iade edilmesi üzerine, TK’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Tahsil harcının sorumlusunun daima borçlu olduğu- Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı olduğu-Alacaklı bankanın genel ticari kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ihale edilen taşınmazın bedeli üzerinden tahsil harcının kesildiği görüldüğünden, icra müdürlüğünce ihale bedeli üzerinden tahsil harcı alınmasının hukuka uygun olduğundan, alacaklı bankanın tahsil harcına yönelik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği -
Şikayetçi … Şti. birinci açık artırmaya katılıp pey sürmekle ihalenin feshini isteyebilecek ilgili statüsünü kazanmış olup; yapılan taşınmaz ihalesi, ihale bedelinin yatırılmaması sebebiyle, yeniden satışa çıkarılmış olduğundan İİK.nun 133/2. maddesine göre davacı iki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından ihalenin feshine ilişkin davayı açmakta hukuki yararının olduğu-
İİK’nun 134/2. maddesine göre; ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına mahkûm edeceği- Somut olayda, ilk derece mahkemesince, ihalenin feshi istemleri işin esasına girilerek reddedilen borçlular aleyhine para cezasına hükmedilmesi yerinde ise de; şikayetçiler arasında yer alan ve karar başlığında da "İstanbul 3. İflas Dairesi Müdürlüğü" olarak yazılan İflas Müdürlüğü aleyhine para cezasına hükmedilmesinin, para cezasının Hazine yararına verilmesi karşısında, yasa maddesinin düzenleniş amacına aykırı olacağı tabii olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce; "HMK’nun 353/1-b-2 ve 356 maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, şikayetçi iflas müdürlüğüne hasren para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında bir karar verilmesi" gerekirken, istinaf başvurusunun "esastan reddine" karar verildiği anlaşılmış olmakla, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, "Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği"-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.