Davacı, aboneliğin tesis edilmesini istediği, yapı kullanma izin belgesi (iskan) olmadığından abonelik tesisi mümkün değilse de, "çoğun için de azı da vardır" kuralı uyarınca 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen Geçici Ek 11. maddesi uyarınca ve Aski Tarifeler Yönetmeliğinin 30/d ve 6.maddenin (h) bendi gereğince araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Davacı sayaç yandığı için bina girişinde 3,6lık antigron ile evin ihtiyacı olan elektrik bağlantısını yapmış olduğunu kabul ettiği, davacı geçici elektrik bağlantısını sayacın hemen değiştirilemeyeceğini öğrendikten sonra yaptığı, davacı tanıkları .... ve ....'ın beyanlarından da davacının sayacın yanması üzerine kuruma dilekçe verdiği ancak iş yoğunluğu nedeniyle sayacın hemen değiştirilemediği, 3-4 gün geçtikten sonra ancak sayaç değişikliğinin yapılabildiği anlaşıldığı, davacının değiştirilmesini talep ettiği sayacın evine ait olduğu ve bir evin 3-4 gün boyunca elektriksiz kalmasının düşünülemeyeceği dikkate alındığında geçici olarak yapılan bu elektrik bağlantısının mücbir bir nedene dayandığı sonucuna varıldığı, kaldı ki sayacın değiştirilmesi için dilekçe veren davacının kurumdan yetkililerin geleceğini bilmesine rağmen kaçak elektrik kullanmaya devam etmesi hayatın olağan akışına da ters olduğu, bu tür uygulamalar sonrasında ek tahakkuk ile kullanılan elektrik bedelinin davalı kurum tarafından tahsil edilebilmesinin mümkün olduğu, davacının sayacının yanmasından önce kaçak elektrik kullandığına dair bir bulguya da rastlanılmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunulmadığından, sonuç olarak iş akdinin feshedilmesinin haklı yada geçerli bir nedene dayanmadığından davacının işe iadesine karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 03.10.2018 T. E: 2016/21797, K: 9484-
Kesinleşen ortaklığın giderilmesi davasından sonra, paydaşlardan birinin dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının kendisine ait olduğunu ileri sürerek açtığı davanın, mukdesatın tespiti niteliğinde değil, mukdesat bedeli sebebiyle davalıların hisselerine düşen miktarın fazla kısmı bakımından sebepsiz zenginleştikleri iddiasına dayalı eda nitelikli alacak davası niteliğinde olduğu, sebepsiz zenginleşmeye dayananın dava hakkı ve zamanaşımı başlangıç tarihinin ortaklığın giderilmesine onu taşınmazın satışının yapılıp bedelinin taşınmaz maliklerine ödendiği tarihte başladığı-
İptal davasının hukuki niteliği itibariyle dava konusu malın aynına ilişkin olmayıp, şahsi bir dava olduğu, bunun doğal sonucu olarak da dava ve tasarrufa konu mal devir alanın mal varlığından çıkartılarak borçlunun mal varlığına iade edilmeyeceği; sadece alacaklıya malın bedelinden alacağını alma imkanı sağlayacağı- İptal davasının amacının, İİK-277. ve devamı maddelerinde öngörüldüğü gibi borçlunun mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarını iptal ettirmek olduğu- İİK.nun 283. maddesi hükmüne göre iptal davasının konusu taşınmaz mal olduğu takdirde, davalı 3. şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan bu taşınmazın haciz ve satışı istenebileceği- Aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında davalı 3. kişinin aciz belgesine dayanan alacağın gerçekte olmadığını iddia ve ispat edebileceğ, çünkü dava şartlarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gerektiği- Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatının çözümlenmesi gerektiği, bu nedenledir ki 3. kişi davalının borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerektiği- Tasarruf iptali davalarında davacının gerçekten alacaklı olmadığına ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın bu davalarda tartışılamayacağına ilişkin düşüncenin kabulüne olanak bulunmayıp, bu düşüncenin; hukukun temel ilkelerinden olan, iki kişinin 3. kişi aleyhine açık veya zımni biçimde anlaşmasının 3. kişiyi bağlamayacağı prensibine de aykırı olacağı-
Mahkemece gecikme zammının faiz niteliğinde olduğu gözetilmeden, faize faiz yürütülmesine olanak sağlayacak biçimde hüküm kurması yasaya aykırı olduğu gibi, normal elektrik bedeli dışında kalan kaçak elektrik kullanımının haksız fiil teşkil etmesi nedeni ile, bu kalem davacı alacağının likit olmadığı da gözetilmeden, davacı alacaklı yararına %40 oranında tazminata karar verilmiş olmasının da bozmayı gerektireceği-
Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu tahakkuklara ilişkin olarak denetime elverişli şekilde hesaplama yapılmadığı, sadece davacı kurumun tahakkuku tekrar edilmekle yetinildiği, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verildiği, dava konusu olan tahakkuklar esas alınarak bilirkişi tarafından denetime elverişli bir şekilde hesaplama yapılması gerektiğinden, bilirkişi raporunun yetersiz olup, denetime elverişli olmadığı-
Mülkiyet hakkına (taşınmazın aynına/dayalı olarak verilmiş olan -el atmanın (müdahalenin) önlenmesine, tapu iptali ve tescile, taksime ilişkin- ilamların, ilam kesinleşmeden icraya konamayacağı–
Tespiti talep edilen ve uyuşmazlık konusunu oluşturan 20.07.1989-01.05.1990 tarihleri arasındaki çalışma döneminin işverence bildirim konusu yapılmadığı ve blok çalışma dönemi olan 1990/2 nci dönem ilâ 30.08.1995 tarihleri arasındaki çalışma döneminin geçtiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içinde dava açılması gerektiği ile 06.02.2019 tarihinde dava açıldığı gözetildiğinde uyuşmazlık konusu 20.07.1989-01.05.1990 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği-
Taraflar arasındaki birleştirilen alacak, sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davaları-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.