11. HD. 15.10.2015 T. E: 3743, K: 10701-
Davalının ödenmemiş işçi alacakları için kendisine vermiş olduğu vekaletname gereğince iş mahkemesinde dava açtığını, avukatlık hizmetini eksiksiz olarak yerine getirdiğini fakat davalının kendisini haksız azlettiğini ileri sürerek vekâlet ücreti alacağına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL ‘nin davalıdan tahsiline-
Menfi tespit davası-
Ölenin yakınlarının açtığı, Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile anlaşmalı olan kurumun evde bakım hizmetini yerine getirmemesi ve sonrasında gerçekleşen olaylar sonucu vefat etmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkin davada; Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile özel evde bakım hizmetleri şirketi için Tüketici Mahkemesinde dava açılmasının hukuka aykırı olduğu- Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yönünden davanın idari dava olduğunun ve idare mahkemelerinde görülmesinin kabulü gerektiği-
Davacı dava dışı sigortalısına ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmekte olup taraflar arasında tüketici işlemi ve sigorta akdi de bulunmadığından ve davacının sigortalısı ile davalı şirket arasında kira ilişkisi olduğundan HMK. mad. 4/1-a uyarınca kira ilişkisinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği-
Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekip Avukatlık Kanunu'na göre hak kazanılan ücretin konu olduğu davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği-
Off shore hesaba yatırılan paranın istirdadı istemi-
Davalı yüklenicinin inşaa ettiği binanın bir bağımsız bölümüne isabet eden arsa payını davacıya sattığı, söz konu bağımsız bölümün mesken niteliğinde olduğu, 6502 sayılı yasada tanımlandığı şekilde davalı/yüklenicinin satıcı, davacı/alıcının da tüketici olduğu anlaşıldığından Tüketici Mahkemesi' nin görevli olduğu-
Davalı mütehhit gibi bir satıcının, üretici konumunda olmayıp gerçek kişi olduğu, Tüketici Kanununda satıcının, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlandığından, davacı tarafın dava konusu bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olmadığı ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin genel bir hukuki işlem olduğunun kabulü gerektiği ve bu itibarla daire satışından kaynaklanan uyuşmazlığın "tüketici" değil, genel mahkemede görülmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.