Davalı adına gönderilen dava dilekçesi ve duruşma davetiyesinin, Tebligat Kanunu madde 21'e göre yapıldığı, ancak tebligat evrakında, adreste bulunmama sebebinin yazılı olmadığı gibi, keyfiyetin haber verildiği komşu adının da, tebligat da yer almadığı görüldüğünden, mahkemece, davalı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre, usulüne uygun tebliğ yapılmadan, taraf teşkili sağlanmadan, varsa tarafların göstereceği deliller toplanmadan, davalının yokluğunda aleyhine hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davalı kocanın herhangi bir barış girişiminde bulunmadığı, ortak yaşamı tekrar kurmaktan kaçındığı, böyle olunca da davacı kadının ayrı yaşamda haklı olduğunun kabulü gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri ya da davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi olduğundan; tarafların evlilik birliğinin devamı süresince oturdukları yer ile dosyaya sunulan ikametgah belgesi uyarınca da davacının dava tarihi itibarıyla yerleşim yerinin aynı olduğu anlaşılmış olup, gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece süresinde yapılan yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararının verilmesi gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Yoksulluk nafakasının tahsiline ilişkin dava Aile Hukuku ile ilgili olduğundan, davaya Aile Mahkemesince bakılması gerekeceği-
Kendi isteği ile çalışmayı reddeden eş (kadın) lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği–
Davalı eş ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının,boşanma davasının reddedilmesi ve nafakanın devamına ilişkin bir karar da verilmemiş olduğundan boşanma hükmünün kesinleşeceği tarihe kadar devam edip kesinleşme tarihinde son bulacağı-velayet hakkının boşanma hükmü ile beraber herhangi bir tarafa verilmemesi halinde boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte çocuklar lehine hükmedilen nafakanın sona ereceği-
Boşanma hükmünün kesinlemesi ile buna bağlı fer'i nitelikteki iştirak nafakası, maddi- manevi tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de takibe konulabilir hale geldiği-
Davacı-davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, sık sık alkol aldığı bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğunun kabul edileceği- TMK'nun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Daha önce muhatapça açılıp okunsa da, elektronik yolla yapılan tebligatın, tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.