Yüklenicinin, kural olarak sözleşmede kararlaştırılandan fazla ve daha kaliteli malzeme kullanarak yaptığı işler bedelini, yapılan bu fazla işlerin ve kullanılan kaliteli malzemelerin arsa sahiplerinin menfaatine ve yasal olması, ekonomik değerinin bulunması ve fazla işler ile kaliteli malzemeyi içeren imalatı kendisine isabet eden bağımsız bölümler için de yapmamış olması koşulu ile TBK. mad. 526 vd. uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tahsilini talep edebileceği ancak inşaatın ortak yerlerinde ya da davacı arsa sahibine düşecek bağımsız bölümlerde yapılan bu neviden fazla imalatların arsa sahibinin yararına olduğu gibi, yüklenicinin de yararına olacağı; dolayısıyla her iki tarafın da yararına olan böyle bir kazanımın, fazla iş olarak nitelendirilemeyeceği ve yükleniciye bunların karşılığını isteme hakkı vermeyeceği-
Hemzemin geçitlerin bakımı, işletilmesi, hemzemin geçitlerde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ve bu kapsamda hemzemin geçit bekçiliği işinin, davalının asıl işleri arasında olmadığı ve söz konusu işlerin yardımcı iş niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Dava dışı ilgili kamu idarelerine hemzemin geçitlerle ilgili yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilmediği hemzemin geçitlerde, davalı TCDD tarafından gerekli tedbirlerin (ilgili kamu kurum ve kuruşları nam ve hesabına) alınmak zorunda kalınması ve bu doğrultuda hizmet alım sözleşmelerinin de yapılması, yaşanması olası can ve mal kayıplarının önüne geçilebilebilmesi amacını taşıdığı- Mahkemece muvazaa kabulüne yönelik karar gerekçesinde, davalı TCDD’nin, bir kısım bölgelerde hemzemin geçit bekçiliğinde kendi bünyesinde işçi çalıştırması olgusuna da dayanılmışsa da, yargılamada dinlenen tanıkların beyanlarından, davacının çalıştığı hemzemin geçitte, davalı TCDD’nin işçisinin çalışmadığı anlaıkmakta olup yardımcı işin bölünerek alt işverene verilmesinde mevzuat açısından bir engel de olmadığından, farklı hemzemin geçitlerde aynı nitelikteki yardımcı işte çalışan davalı TCDD’nin işçilerinin olmasının, asıl işveren-alt işveren ilişkisini kanuna aykırı ya da muvazaalı hale getirmeyeceği- Yardımcı işlerin tamamen veya bölünerek alt işverene verilmesinde, “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” gibi sınırlayıcı bir düzenlemeye mevzuatta yer verilmemiş olduğu- Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı ve muvazaaya da dayanmadığı anlaşıldığından, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki rücuen alacak davası-
Mahkemece, davacılardan hangisinin ne kadar arsa payı (kaç tane bağımsız bölüm maliki) sahibi olduğu, sahibi olduğu kısma göre ne kadar gecikme tazminatına hak kazandığı saptanarak infazı kabil bir karar vermek gerektiği- Yüklenicinin talep ettiği fazla imalatın kendisine isabet eden yerlere de yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek, kendi dairelerine yapmadığının tespiti halinde imalatların dava tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tespiti ile hüküm altına alınması gerektiği- Yüklenicinin alacaklı olduğunun tespiti halinde, 3095 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca, davacının da bu yöndeki istemi nazara alınarak avans faizine hükmedilmesi gerektiği- Ayıplı imalattan yapı denetim firmasının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, davalılardan yapı denetim firması aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kiracının -kural olarak- kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafları davalı kiraya verenden isteyebileceği düşünülse de kira sözleşmesinde, kiracının kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı tezyinat masraflarının kendisine ait olacağı ve mukavele müddeti bittiğinde yapılan her turlu masraf için tazminat istemeye hakkı olmayacağı ve bu gayrimenkul inşaatın tamamının mal sahibinin olacağı kararlaştırılmış olduğundan, davacı kiracının kiralanan taşınmaza yaptığı faydalı imalat masraflarını talep edemeyeceği-
Harici satış sözleşmesinin tarafı olmayan kikşinin bu alım-satımdan doğan paradan sorumlu olmaması gerekeceği-
Enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz oranlarının sabit yasal ve temerrüt faiz oranlarının çok üstünde gerçekleşmesi, borçlunun yararlanması, alacaklının ise zarara uğraması sonucunu doğurduğundan borçlunun borcunu süresinde ödememekte, yargı yoluna başvurulduğunda da yargı süresini uzatma gayreti göstermekte; böylece yargı mercilerindeki dava ve takipler çoğalmakta, yargıya güven azalmakta, kendiliğinden hak alma düşüncesi yaygınlaşarak kamu düzeni bozulmakta, kişi ve toplum güvenliğini sarstığı- Mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiğinden mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu-
Teslim borcunu gereği şekilde yerine getirmeyen ya da kiralananı tahsis amacına uygun surette arz etmeyen kiraya verene karşı borçlunun temerrütü hükümleri uygulanabileceği gibi, bundan dolayı doğan bir zarar varsa bunun da tazmini yoluna gidilebileceği- Kural olarak kiracı tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin dava tarihi itibarıyla uygulanması gereken vekâletsiz işgörme ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kiraya verenden istenmesinin mümkün olduğu- Zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edildiğinden, kiracının kiralananda kalan ve kiraya veren tarafından benimsenen imalat için sebepsiz zenginleşilen oranda ve yapıldıkları tarih itibarıyla rayiç bedeller üzerinden bedelin tazminini talep edebileceği- Davacı kiracının kira sözleşmesine dayanarak vekaletsiz iş görme kapsamında kiralanana yaptığı imalat bedellerini istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Kiralanana yapılan faydalı masraflar için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; davacı kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu giderlerden alınıp götürülmesi mümkün olmayan ve kiraya veren tarafından benimsenenlerin yapıldıkları tarihler itibariyle bedellerini vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebileceği; (TBK 530, BK.nun 414.md.) Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu; imalat bedellerinin yapıldığı tarih esas alınmış olup kullanım bedelinin düşülmesi gerekeceği; bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişiden yeniden rapor alınarak davacı kiracı tarafından yapılan imalatların yıpranma payı düşülmüş olarak imalat tarihi itibariyle değerlerinin ne olduğu belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kiralanana yapılan zorunlu ve faydalı masrafların tahsiline-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.