Sulh hukuk mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerektiği- Terekenin tasfiyesi istemine ilişkin açılan davada, murisin en yakın mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olması sebebiyle, bu dosya üzerinden terekenin iflas hükümleri uyarınca tasfiyesi gerektiği- Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/45 Esas, 2010/109 Karar sayılı dosyası üzerinden murisin en yakın mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olması sebebiyle, bu dosya üzerinden terekenin iflas hükümleri uyarınca tasfiyesi gereklidir. Dazkırı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/192 Esas sayılı dosyasında mahkemenin 03.06.2014 tarihli yazısı tasfiyeyi yapacak mahkemeyi harekete geçirmeyi sağlayan bir talep olup, terekenin resmi tasfiyesinin Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/45 esas sayılı dosya üzerinden yapılması gerektiği- 
Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması ilgili kişinin mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmesine ve kendisine mirastan pay verilmesine engel bir neden olmayıp bu olguların hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi (tasfiyesi) sırasında gözetileceğinin hüküm yerinde gösterilmesi gerektiği- Mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin açılan davada, Bağcılar (Bakırköy) Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2006/1420 Esas sayılı dava dosyasında mirasçı olarak gösterilen tüm mirasçıların mirası reddetmeleri nedeniyle, iptale ilişkin kararda ret yokmuş gibi tüm mirasçıların gösterilmesi, sonrasında ret durumuna işaret edilmesi, en yakın tüm mirasçıların mirası reddetmiş olmaları nedeniyle TMK. mad. 612 uyarınca terekenin tasfiyesine karar verilmesi gerektiği- 
En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen ve bu sebeple iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi hale gelen terekenin, TMK'nın 612. maddesi atfıyla TMK'nın 636. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerekeceği, TMK'nın 612 ve atıfta bulunduğu aynı kanunun 636. maddesi gereğince terekenin resmi tasfiyesi herhangi bir süreye bağlı tutulmadığından mahkemece, TMK'nın 633. maddesindeki süre gözetilerek davanın reddine karar verilemeyeceği-
TMK'nun 642. maddesine göre, mirasçılardan her biri, sözleşmeye veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebileceği-
Mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin açılan davada, murisin baba tarafından mirasçısı bulunup bulunmadığı araştırılıp murisin tüm mirasçıları tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Mirasçıların miras reddetmeleri halinde terekenin tasfiye edilmesi gerektiği-
Uygulamada alacak borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görüldüğünden, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerekir ise de alacağın tanzim tarihiden önce gerçekleştiği ileri sürülürse mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmesi gerektiği- 
Terekenin iflas kuralına göre tasfiyesi hali dışında, borçlunun ölümü ile faizin kesilmeyeceği-
Terekenin tasfiyesine kadar terekedeki haklar nedeni ile ancak tereke temsilcisine karşı dava açılabileceği-
Davacı bankanın önceki dönemlerde yönetim kurulu üyesi olan davalıların, görevleri sırasında zarara neden oldukları iddiasına dayalı tazminat istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.