Davacının, davalının parseline diktiği ağaçların “ileride zarar vereceği”nden bahisle, “ağaçların kesilmesi (kaldırılması) suretiyle elatma-nın önlenmesi” isteminde bulunamayacağı - Bir ağacın dallarının ve köklerinin, ancak, komşunun taşınmazına geçip de zarar verdiği takdirde kaldırılabileceği (kesilebileceği)-
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. maddesinde yöneticinin görevleri sayılmış olup aynı yasanın 19. maddesinde de maliklerin kararı ile dava açmak için yöneticiye yetki verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, davada böyle bir yetkinin bulunmadığı, ayrıca davayı açan yönetici de apartmanın bulunduğu taşınmazda kayıt maliki olmadığından, Apartman Yönetimi tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle husumet yönünden reddinin gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmesi gerektiği, zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alacağı, bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporuna göre, komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden yüksek ağaçların yargılama sırasında budanmak suretiyle aykırılığın giderildiği ve davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması gerektiği-
20.02.2014 tarihli rapor ile keşif sonucu alınan 20.06.2014 tarihli bilirkişi raporu arasında zararın oluşup oluşmadığı açısından çelişki giderilerek karşı davada ileri sürülen iddialarla ilgili bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önelenmesi ve eski hale getirme istemlerine ilişkin davada, davalının taşınmazının banyosunda bulunan temiz ve pis su gider borularının değiştirilmesi gerekip gerekmediği inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmak suretiyle kesin olarak belirlenerek karar verilmesi gerektiği-
TMK'nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmesi gerekeceği, zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan aldığı, bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmesi gerekeceği- Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibinin dikkatten kaçırılmaması gerektiği-
Taşınmaz üzerinde geçit hakkı istenmesine ilişkin davada, taşınmazın karayolu ile sınır olduğu için, kurulan geçit yeri paftasına işaretlenerek Karayolları Genel Müdürlüğüne gönderilmesi, çıkışın karayolu bağlantısı sebebiyle gerek ilgili mevzuat ve gerekse can güvenliği açısından tehlike oluşturup, oluşturmadığı veya davacının katlanabileceği boyuttaki harcama ile varsa sakıncalarının giderilip giderilemeyeceği ve bunun için ne yapılması gerektiğinin sorulması, karayoluna çıkış engeli bulunduğu saptanırsa ve bunun giderilme olanağı da yok ise başka alternatifler üzerinde durulması gerekeceği-
Dava konusu onu olayın manevi zararın esaslı unsuru teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığının saptanamaması halinde manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.