İntifa hakkı sahibi olmayan çıplak mülkiyet sahibinin tahliye davası açmasının mümkün olmadığı-
Dava konusu taşınmaz üzerinde 1/2 intifa hakkına sahip olan dava-lının taşınmazın tamamının mülkiyeti ile kalan kısmın intifa hakkına sa- hip olan davacının bu yerden yararlanmasına engel olması halinde, elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekeceği–
Mahkemece, öncelikle taraflara mahkeme dışında düzenledikleri sulh sözleşmesini ibraz etmelerini, sulh sözleşmesinde yargılama giderinden sorumlu olunacak miktar ve vekalet ücretiyle ile ilgili bir anlaşma bulunmuyor ise bu konuda anlaşmaları için taraflara uygun süre vermesini, tarafların verilen sürede bir anlaşmaya varamadıklarını mahkemeye bildirmeleri halinde sulh sözleşmesinde kabul ve feragat edilen miktarlar dikkate alınarak vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-
Dosya arasında bulunan tapu kayıt örneğinin incelenmesinde dava dışı şirketin 15 yıl müddetle intifa hakkı sahibi olduğu anlaşılmakta olup kuru mülkiyet hakkı sahibinin, taşınmaz maldan başkasının intifa hakkı devam ettiği sürece yararlanma imkanına sahip olmadığından hiçbir suretle tahliye davası açma hakkını haiz olmadığı-
Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine-
Haricen yapılan ( tapu memuru huzurunda yapılmayan ) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamayacağı- Verdiği bedel kendisine geri verilmeyen tarafın, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü olmadığı-
Medeni Kanunu'nun taşınmaz yükünün (mükellefiyetinin) niteliğini düzenleyen 849. maddesinde taşınmaz malikinin değişmesi halinde yeni malikin başka bir işleme gerek bulunmaksızın taşınmaz yükünün yükümlüsü olacağı belirtildiğinden taşınmaz mükellefiyeti niteliğini alan taviz bedelinden, yeni malikin yükümlü olup, bundan paydaşlığın giderilmesi davasının taraflarının sorumlu tutulamayacağı-
İhtarnameden önceki döneme ilişkin intifadan men olgusu kanıtlanamadığından ihtarname içeriğine göre ihtarın tebliğ tarihi olan 01.02.2011 tarihine verilen 3 günlük süre ilave edilerek 04.02.2011 tarihinden dava tarihine kadar davacının ecrimisile hak kazanacağı gözetilmeden, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için ecrimisile hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Evlilik birliği içerisinde davacının ve davalının, sürekli ve düzenli gelir elde ettiklerinin sabit olduğu, mahkemenin, davacının söz konusu taşınmazlar yönünden katkı payı alacağı olduğuna dair kabulü yerinde ise de, hükme esas alınan hesap bilirkişi heyet raporu incelendiğinde gelirlerin yöntemince dikkate alınmadığının anlaşıldığı, tarafların evlilik tarihi 1968 yılından boşanma dava tarihi olan 2012 yılına kadar gelirler toplamı üzerinden hesap yapılıp katkı oranı belirlenmesinin ve bu katkı oranına istinaden katkı payı alacağının tespitinin hatalı olduğu, mahkemece yapılacak işin, tarafların evlilik tarihinden taşınmazların edinme tarihlerine kadar olan süre nazara alınarak tarafların elde ettiği gelirleri toplamı üzerinden davacının katkı payı alacağı miktarının belirlenmesi olması gerekeceği-
Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın kesin neticeye kavuşabilmesi için taksim veya şuyunun satış yoluyla giderilmesi için dava açması gerektiği -
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.