Miras bırakandan “tarla” olarak kalan taşınmazı davalının “na-renciye bahçesi” haline getirmiş olması halinde, davacı mirasçının ancak kendisinin intifadan men edilmiş olması koşulu ile, davalıdan “taşınmazın tarla niteliği”ne göre ecrimisil isteyebileceği- Narenciye bahçesi olarak taşınmazın ortak miras bırakandan kalmış olması halinde, da-vacının intifadan men edilme koşulu aranmadan, narenciye ürününden pay isteyebileceği-
Asıl ve birleşen alacak davalarının-
Mahkemece işin esasına yönelik bir inceleme ile red kararı verildiği, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince "nispi" vekalet ücreti verileceği-
Vakıflar hukukunda uzman yeni bir bilirkişi kurulu oluşturulup alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, somut olayda galle almaya hak kazanılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde gerekli başvuruyu yapmış bulunan davacılara uygulanma olanağı bulunmayan 6111 Sayılı Yasa ile getirilen değişiklik uyarınca hak düşürücü sürenin geçirilmesi gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Galle fazlasının, galleye hak kazandığını mahkeme kararı ile ispat edenlere ve onların evlatlarına vakıf yönetimine süresinde başvurmaları halinde vakfiye ve Yönetmelik hükümleri doğrultusunda ödenmesinin gerekeceği-
Davacıların, TMK' nun 506. maddesi kapsamında saklı pay sahibi olarak sayılan kişilerden olmayıp mirasbırakanın çocuksuz ölümü sebebiyle kanuni mirasçı durumunda oldukları, mirasbırakanın mal kaçırma iradesi bulunsa idi davacıların hukuki konumları gözetilerek temlikin satış yoluyla değil, bağış şeklinde gerçekleştirilmesinin gerekeceği, böylesi bir durumda da, davacıların tenkis davası açma haklarının bulunmayacağında kuşku olmadığı, her ne kadar, bedeller arasında fark var ise de, bu hususun başlı başına muvazaa olgusunun varlığını göstermeyeceği, kaldı ki, tüm dosya kapsamından 25 yıl süreyle birlikte yaşadığı davalının murisine minnet duygularıyla yapılmış bir temlik olduğu, öyle ise, bu taşınmaz hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekeceği-
Öncesinde üzerinde davacıya ait intifa hakkı tescil edilmişken, kat irtifakı kurulması aşamasında dava konusu bağımsız bölüm kaydına intifa hakkının geçirilip, tescil edilmemesi, kayıtlara göre taşınmazın önce cebri satış, ardından da satış yoluyla davalı tarafından devralınması aşamasında sicil kaydında intifa hakkının yer almaması karşısında davalı iyi niyetle taşınmazı satın alan ve kullanan üçüncü kişi konumunda olup; haksız şagil sayılamayacağından davacının ecrimisil isteminin reddi gerekeceği-
Paylı mülkiyet rejimine tabi bir taşınmazda, ortaklar taşınmazın bütününde malik olduğundan arzın mütemmim cüzü olan yapıda paydaşların taşınmazdaki payları oranında mülkiyet haklarının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu-Türk Medeni Kanununun 688. maddesi “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir” hükmünü içerdiği-
Katkı payı alacağı isteği-
Çaplı taşınmazda paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.