Yüklenicinin, inşaatı yaparken, BK.nun 41. maddesi (şimdi; TBK. mad. 49) uyarınca komşu taşınmaza verdiği zarardan sorumlu olacağı, arsa sahibinin ise, yüklenici ile aralarında gerçekleştirdikleri aktin ifası sırasında meydana gelen zarardan, TMK.nun 730.maddesi uyarınca sorumluluğu bulunacağı-
3. HD. 11.02.2016 T. E: 2015/1871, K: 1669-
Eser sözleşmesi gereği kesilen nakdi teminatın iadesi istemi- Fesih ve İbra Protokolünde nakti teminatın ya da nakti teminat yerine verilecek teminat mektubunun bir sene sonra iade edileceğinin düzenlenmediği-  Nakti teminatın, davacı çalışanlarının işçilik hakkı alacaklarını davalıdan talep etmelerine karşılık davalıda kalmasına karar verildiği anlaşılmış olup taraflar arasında aktedilen sözleşme, karşılıklı mutabakat ile feshedildiğinden sözleşme maddelerine göre inceleme yapılmaması ve protokolün esas alınması gerektiği- Davalı, davacının işçilerinin kendilerine dava açtıklarını, belirli ödemeler yapıldığını ve derdest davalar olduğunu, davacı ise davalı tarafından sunulan dosyalardaki çalışanların sigortalı çalışanları olmadığını ileri sürmesine rağmen mahkemece, nakti teminatın iade edilmemesi nedeni olarak gösterilen dosyalar celp edilerek belirtilen dosyalardaki işçilerin davacı çalışanı olup olmadığı, davacı çalışanı ise davaların iş bu dava konusu sözleşme kapsamındaki işçilik alacakları için açılıp açılmadığı, davacı çalışanları ve dava konusu sözleşme kapsamında açılan davalar ise ödenen bedelin ne kadar olduğu araştırılmadan sözleşme ve fesih protokolündeki teminatın iade şartları oluşmadığı, zamanaşımı süresince de işçilerin davalar açabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece davalının delil olarak sunduğu dava ve icra dosyalarının aslının ya da onaylı örneklerinin celp edilerek, dosyalardaki kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı, işçilerin nakti teminat kapsamındaki dava konusu sözleşmeye yönelik işteki alacakları için dava açıp açmadıkları araştırılıp davacı çalışanı değilse ya da dava konusu sözleşme kapsamındaki işçilik alacağı için açılan bir dava yok ise davanın kabulüne, davacı çalışanı ise ve dava konusu sözleşmeden kaynaklı açılmış kesinleşen ve derdest dosyalar var ise hep birlikte değerlendirilip davalının iade etmesi gereken nakdi teminat olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Sözleşmeden doğan davaların “sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde” de görülebileceği; bu kuralın, icra takiplerinde, yetkili icra dairesinin belirlenmesinde de uygulanacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Yüklenicinin sözleşme fiyatlarıyla işe devam etmesini beklemenin iyi niyet kurallarıyla bağdaşıp bağdaşmayacağının TMK. m.2 uyarınca çözümleneceği-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davacı yüklenici, %60 ses desibel izolasyonunu sağlayacağını taahhüt ettiği halde, bilirkişi raporu da ses desibel seviyesinin %49,4 oranında gerçekleştirildiği belirtildiğinden davalı iş sahibi dosyaya ibraz ettiği 05.09.2011 tarihli satış sözleşmesi ile 1.500,00 TL bedel karşılığında yeni desibel metre cihazı alarak belediyeden canlı müzik ruhsatını alabildiğini savunduğundan yüklenicinin hak ettiği iş bedeli 20.273,00 TL'den, ayıbın giderimi için alınan yeni desibel metre cihazının bedeli 1.500,00 TL düşülerek bulunan 18.773,00 TL'ye yeniden KDV ilave edilmeksizin, ispatlanan ve ihtilâfsız olan 7.000,00 TL ödemenin mahsubu sonucu kalan 11.773,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacının sözleşme konusu işi süresinde bitirmemesi gerekçesiyle 1 yıl süre kamu ihalelerinden yasaklanmasına dair işlemin hukuka uygun bulunması sebebiyle davacının yasaklama işleminden kaynaklanan munzam ve manevi zarar istemlerinin de yerinde olmadığı-
Eser sözleşmesinden kaynaklı alacak ve tazminat istemine ilişkin davada, kanun koyucunun, yargılamanın herhangi bir aşamasında Yargıtay tarafından bir görüş bildirilmiş olması halinde dosyanın nihai olarak kesinleşmesine kadar HUMK hükümlerinin uygulanmasını amaçladığı- Yargılama sırasında dosyayı nihai olarak sonuçlandırmayan görev ve yetkiye ilişkin kararların Yargıtay yoluna başvurulmadan kesinleşmiş olması durumunda, Yargıtay'ın dosyanın usul ve esasıyla ilgili bir görüş bildirmediği izahtan vareste olup, böyle bir halde Kanun'un geçici 3. maddesinin 2. bendi uygulama yeri bulamayacağı gibi, dava dosyasının, istinaf kanun yolu incelemesine tabii olacağı- İstinaf kanun yolunun, taraflara ikinci bir yargılama hakkı tanımakta olup, bu husus tarafların lehine kabul edilen hukuki bir düzenleme olduğu- Kanunlarda yorum yapılırken lehe olan yorumun yapılması evrensel hukukun gereklerinden olup, bu gerekçeler doğrultusunda bölge adliye mahkemesinin istinaf incelemesi yapılması gereken dosyayı aksi düşünceyle daireye göndermesinde isabet bulunmadığı, kararın kaldırılarak istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.