Davacı vekili tarafından mahkemece alınan bilirkişi raporunda alacağın daha fazla hesaplanması üzerine ilk kararda hüküm altına alınan tutar dışında kalan bakiye kısmın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali istemiyle açılan ve diğer ek davanın, mahkemesince her iki dava arasında hukukî ve fiili irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilerek bu dosya arasına gönderildiği, ancak; mahkemece gerekçeli karar başlığında birleşen davaya ilişkin bilgilere yer verilmediği gibi, birleştirilen dava ile asıl davanın birbirinden bağımsız olduğu, bağımsızlığını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı yargılama yapılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu- Bozmadan sonra birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu ‘‘Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’’nin, davacı arsa sahibi paydaşlar ve dava dışı hissedarların maliki olduğu taşınmazlar üzerinde arsa payı karşılığı inşaat yapılması için tüm arsa sahipleri ile davalı yüklenici şirket arasında noterde re’sen düzenlendiği, geçerlilik koşullarını taşıdığı ve taraflar için bağlayıcı olduğu- Tarafların davadan önce gönderdikleri ihtar ve yazışmaları ile yargılamanın devamı sırasında dosyaya sundukları beyan dilekçelerinde karşılıklı alacak iddiasında bulunarak takas/mahsup talebi ve ödemezlik def’ini ileri sürdüklerinden, tarafların tüm iddia ve savunmaları ile takas ve mahsup taleplerine konu alacakları da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği- Mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tarafların karşılıklı alacak iddiasına konu talepleri denetime elverişli biçimde hesaplattırılmadan, sözleşmeye istinaden arsa sahibine verilecek üç adet daire bedelinden kaynaklanan borçtan sadece davacı ...’nun sorumlu olduğu gözetilmeden, taleple bağlılık ilkesi ve uyuşmazlık konusu çerçevesinde tasfiye yapılmak suretiyle tarafların takas ve mahsuba yönelik istemleri dikkate alınmadan, birlikte ifa kuralı gereğince gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, davanın kısmen kabulü ile davalının istemine konu alacağına karşılık iki adet daire uhdesinde bırakılarak davacıların hissesine düşen diğer dairelerin fiilen teslimi suretiyle muarazanın giderilmesine, tarafların ek imalat bedeli, trafo katılım payı, ivaz ilavesi, gecikme nedeniyle tazminat talepleri bakımından ayrıca dava açmakta muhtariyetlerine şeklinde ihtilafı ortada bırakacak biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
«Eser sözleşmesinin iptali ile taşınmazların maliklerine teslimi»ne ilişkin ilâmın, kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Eser sözleşmesinden kaynaklanan kesin hakediş alacağının tahsili talebine-
Takip dayanağı bononun, sözleşme konusu yapının eksiksiz tamamlanması halinde ödeneceği anlaşıldığından, alacak şarta bağlanmış olup, sözleşmenin karşılıklı edimleri içerdiği ve borçlu tarafından alacaklının sözleşme ile üstlendiği işi yerine getirmediği ileri sürüldüğüne göre, alacağın varlığı ve tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiği-
Davacının ıslah talebi reddedildiğinden ve kiracılığın tespitine ilişkin davada atiye bırakıldığından işin esasına girilmeden, davanın atiye bırakılması nedeniyle bir karar verilmesi gerektiği-
Tazminat davası-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı, TBK mad. 113 uyarınca öncelikle aynen ifa mümkün olmadığı takdirde nama ifa istemine ilişkin olup, dava tarihindeki harca esas değer de dikkate alındığında uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği dikkate alınarak HMK mad. 114/1-c ve 115 uyarınca görev şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin, davalı karşı davacı şirketin davanın devamı sırasında terkin edilmekle dava ehliyetini kaybettiği anlaşıldığından bu hususu araştırıp terkin gerçekleşmiş ve davalı-karşı davacı şirket halen ihya edilmemiş ise davalı-karşı davacı şirket hakkındaki tasfiye ve terkin işlemleri iş bu dava sonuçlanıncaya kadar yapılamayacağından, davacı-karşı davalılar vekiline davalı-karşı davacı şirketin ihyasını sağlamak üzere makul ve kesin bir süre verilip ihyasını sağladıktan sonra yargılamaya devam ederek sonucuna uygun bir karar vermekten ibaret olduğu-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hak ediş bedeli alacağına ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunmadığı gerekçesiyle bu iddiasını değerlendirmemiş ise de, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunduğu, bu faiz yönünden yapılan temyiz itirazı incelendiğinde, davalı tarafın davacı tarafa bakiye iş bedeli alacağı yönünden ihtarname gönderdiği ve davalı tarafın temerrüde düşmüş olduğu, asıl alacağa işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılırken davalının temerrüde düştüğü tarih ile takip tarihi arasında hesaplama yapılması gerekirken, temerrüde düşürülme tarihi dikkate alınmadan hüküm verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.