Hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği- Davacıların murisinin davalı işyerindeki görevinin 1993-2000 yılları arasında genel müdürlük, 2000 yılından vefatına kadar olduğunun davacı yan tarafından beyan edildiği, 2005 ve sonraki yıllardaki ücret bordrolarının çoğunluğunun imzalı olduğu, davacıların murislerinin bildirilen ücretinin de asgari ücretin brüt tutarının üzerinde olduğu anlaşılmakla, davacıların murisinin davalı işyerinde üst düzey yönetici olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, imzalı ücret bordrolarının, işyerindeki çalışmanın bordrolarda belirtilen ücret üzerinden geçtiğinin karinesi olduğunun kabulü gerektiği- Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki yazılı belgelerle kanıtlanması gerektiği, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemeyeceği- Mahkemece, davacıların murisinin ücret bordrolarında belirtilen ücretine göre davalı Kuruma bildiriminin yapıldığı gözetilerek, dosyadaki imzalı ücret bordroları da dikkate alarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Hizmet tespit davasının sonucunun, iş bu tazminat alacak davasında hüküm altına alınacak hakları, hesabın unsurları olan hizmet süresi ve ücret nedeni ile doğrudan etkileyeceğinden bekletici mesele yapılması gerekeceği-
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi uyarınca temyiz süresi karar yüze karşı verilmişse nihai kararın taraflara tefhimi tarihinden itibaren 8 gün olup, somut uyuşmazlıkta nihai kararın davacı vekiline tefhim edildiği 18.11.2009 tarihi ile 04.12.2009 tarihli temyiz talebi arasında yasada öngörülen sekiz günlük temyiz süresinin fazlasıyla geçtiği-
Davacının davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin tespiti istemi-
Prime esas kazancın tespiti talebiyle açılan ve bölge adliye mahkemesince işçilik alacaklarına ilişkin davada verilen kararın ispata yeterli olmadığı, yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı olmaksızın tanık beyanları ile davanın kısmen kabulüne karar verilemeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilen eldeki davada davalı şirkette ithalat-ihracat müdürü olarak çalışan davacının 12.06.2010-12.12.2012 tarihleri arasında ne kadar ücret aldığına ilişkin özellikle Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) sorularak emsal ücret araştırması yapılması ve tüm deliler bir arada değerlendirilerek güçlü delil olduğu belirtilen işçilik alacakları ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı ve ithalat ihracat müdürünün asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Dava, hizmet tespiti ve sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir...
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığının yeterli olmadığı, aynı zamanda o kimsenin 506 Sayılı Kanunun 2. maddesinin belirlediği biçimde eylemli olarak çalışmasının gerektiği; bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılmasının gerektiği-
Davacının 1.2.1984-1.3.1984 tarihleri arasında farklı bir işyerinde çalıştığının anlaşılması karşısında ise, mahkemece, bu devreye ilişkin istemin reddine karar verilmeli, aykırılığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceği-
Davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine-
Dava, hizmet ve sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir...

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.