Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olduğundan tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapma zorunluluğu olmadığı- Dava dilekçesinin içeriği ve sonuç kısmı da bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiği- Somut olayda; tasfiyeye konu taşınmazın edinme tarihi de dikkate alındığında, davacının mal rejiminin tasfiyesi ile katkı payı alacağı talebinin olduğunun kabulü gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi-
Mahkemece, satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin hüküm fıkralarında ise taşınmazların satış bedellerinin söz konusu bilirkişi raporunda belirtilen oranlar ve bu oranlar baki kalmak üzere tapu kaydındaki ve veraset ilamlarındaki paylar oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmek suretiyle infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Bir adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemi-
Taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğundan söz edilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılmasının, taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğrayıp uğramayacağının değerlendirilmesinin gerekeceği, ayrıca aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye dışında ise İl Özel İdaresinden İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığının sorulmasının gerekeceği, onay makamının aynen taksiminin mümkün olduğunun belirtilmesi halinde, taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğunun kabul edilebileceği-
HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olup, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 648. maddesinin İcra ve İflas Kanunu'nun 94. ve 121. maddesini açık veya örtülü biçimde yürürlükten kaldırmadığı–
Dava konusu taşınmaz yönünden mahkemece ............. tarihli celsede tefrik kararı verildiği ve bu taşınmaz bakımından görülen davanın ayrı bir esas numarasına kaydedildiği, bu durumda mahkemece, birleştirme kararı verilmediği halde mahkemenin ayrı bir esas numarasına kayıtlı ve ayrı bir davada yargılaması devam eden 1264 parsel sayılı taşınmaz hakkında da yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi isteği-
Davalının miras payına karşılık olarak muris tarafından kendisine yapılan kazandırmayı geri vermekle yükümlü olan davalının aynen geri vermeyi tercih etmesi durumunda, davalıya yapılan kazandırmayı terekeye iadesi ile yetinmek, davalının tercih hakkını para iadesi yönünden kullanması durumunda, bu halde denkleştirmenin, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre (TMK. md. 673/1) yapılması gerektiği de gözetilerek, murisin, taşınmazın iki katlı hali ile alımı için murisin ödediği bedelin (verdiği paranın), daha sonra üzerine inşa edilen üç katın imalat bedelini ayrı ayrı belirlemek, bu bedellerin (verdiği paranın) denkleştirme anındaki ulaştıkları değerinin paranın satın alma gücündeki değişimlere göre usulünce belirli kriterleri dikkate alarak hesaplamak, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli rapor almak, bu yolla belirlenen değerin iadesine hükmedilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.