Müşterek mülkiyete konu taşınmazın kiraya verilmesinin “önemli idari tasarruf”lardan olduğu - Pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayanmüşterek mülkiyet konusu taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin geçerli olmayacağı- Paydaşlardan birisi tarafından yapılan kira sözleşmesinin ancak diğer paydaş ya da paydaşların açık/kapalı onayları ile geçerlik kazanacağı-
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davası-
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısının İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacak istemi-
Satıştan sonra alıcı ve satıcı tarafından davacıya kanuni anlamda bir bildirimde bulunmadığından davanın süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Davanın, şufalı payın iptal ve tescili isteğine ilişkin olduğu, şufalı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf’a hakkını kullanmasının, M.K.’nun 2. maddesinde yer alan objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı, savunmasının tevsiinin bu gibi durumlarda söz konusu olmadığı, davacının taksim anlaşmasına uygun biçimde payı karşılığı intifaına bırakılan kesimi taksim tarihinden beri bağımsız olarak tasarruf ettiği, bu fiili durum karşısında taşınmazda müşterek kullanma durumunun bozulduğu artık şufa hakkının amaçsal yönden kullanılmasına gerek olmadığının kabulünün icap edeceği-
Ortaklığın giderilmesi-
Paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı bir taşınmazın paydaşlarından birinin payının tamamını ya da bir kısmını üçüncü bir şahsa satması halinde satıcı dışında kalan diğer paydaşların ayrı ayrı dava açmalarında kanuni bir engelin olmadığı, bütün paydaşların birlikte dava açmasının da mümkün olduğu, ayrı açılan davaların birleştirilmesinde yarar olduğu, paydaşların birlikte açtıkları davanın yargılaması sonunda dava kabul edilirse pay iptal edilerek pay nispetleri ne olursa olsun eşit olarak davalılar adına tescile karar verileceği, eşit oranda tescilin 11.06.1946 gün ve 5/18 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereği olduğu, paydaşlardan birisinin davasından vazgeçmesi halinde ona isabet eden miktarın davalı üzerinde bırakılmayacağı, bu miktarın dahi davayı yürüten paydaşlar adına tescile karar verileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.