Önalım hakkı tapuda yapılan resmi satış senedi ile kullanılabilir hale geleceğinden ve ortada yasal şekilde önalım hakkından vazgeçme söz konusu olmadığından anılan adi ve harici şekilde düzenlenmiş satış senetlerinin varlığının kullanılabilir hale gelmiş önalım hakkını bertaraf etmeyeceği-
Ana taşınmazın değerinde artışa neden olan bina, ağaç vesaire gibi bütünleyici parça niteliğinde muhdesat bulunan taşınmazların ortaklığının satış yolu ile giderilmesinin istenilmesi halinde, muhdesatların kime ait olduğu hususunda tapu kaydında şerh bulunmaması veya tüm paydaşların bu konuda ittifak etmemesi nedeniyle tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu-
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir hak olduğu, bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğacağı ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale geleceği-önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olacağı, önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibaret olduğu-
Payın davalıya hangi bedel karşılığında satıldığı konusundaki duyuma dayalı beyanların muvazaa iddiasının kanıtlanması bakımından yeterli olmayacağı-
Paydaşlığın giderilmesi talebine ilişkin davalarda, satış kararı verilmesi halinde, satış sonunda elde edilecek paranın nasıl dağıtılacağının da kararda belirtilmesinin gerekeceği–
Tasfiye anı (tarihi) olarak kabul edilen 2013 Temmuz ayı itibariyle tasfiyeye tabi aracın sürüm değeri konusunda mahkemece uygun bilirkişiden rapor alınıp, katılma hesabının buna göre yapılması talep edilen faize de bu tarihten geçerli olacak şekilde hükmedilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği- Hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olup kararında bunlardan her birisi hakkında verilen hükmü göstermek zorunda olduğu-
8. HD. 08.02.2018 T. E: 2016/12629, K: 1899-
Mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabi ise de, mirasçıların birbirleri arasındaki uyuşmazlıklarda TMK.'nun 688 vd. maddelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümleri uygulanacağından, açılan davanın taraflarının mirasçı olduğu gözetilerek davanın dinlenebileceği-
Hakimin, paydaşlık ilişkisinin devamında fayda ve zorunluluk olan hallerde, paydaşların sicilden kaynaklanan haklarını ihlal etmeksizin, diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde, somut olayın özelliğini, taşınmazın konumunu, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, tarafların ihtiyaç ve gerçeklerini gözetmek suretiyle paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibariyle paydaşlar arasında ne şekilde bölünebileceğini saptayıp buna göre karar vermesi gerektiği-
Kural olarak, intifadan men edilmedikçe paydaşların birbirlerinden ecrimisil isteyemeyecekleri; intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlı olması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.