Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmasının, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılmasının, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada önalıma konu payın bulunduğu 973.000 m2 yüzölçümlü 297 parsel sayılı taşınmazda davalı 2.000,00 TL bedel karşılığı 5/973 pay satın almıştır. Davacı bu paya karşı önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiş, davalı vekili ise temyiz dilekçesinde fiili taksimin mevcut olduğu ve toplulaştırma sonucu ifraz gören 110 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacının payının mevcut olmadığı savunmasında bulunmuştur. Bu durumda mahkemece dava konusu 297 parsel sayılı taşınmazın tüm tedavüllerini gösteren tapu kaydının getirtilmesi, 297 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırmaya konu olup olmadığı, olmuş ise yeni oluşan parsellerde tarafların paydaşlığının devam edip etmediğinin belirlenmesi, tarafların paydaşlığının devam ettiğinin anlaşılması halinde davalı fiili taksim savunmasında bulunduğuna göre bu konuda davalıya delillerini sunması için mehil verilmesi, delil bildirildiği takdirde toplanması, varsa davacı delillerinin de toplanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteği-
İcra mahkemesi kararlarının maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmez ise de, takip hukuku yönünden diğer icra mahkemeleri için bağlayıcı oldukları-
Pay ve paydaş çoğunluğu sağlanarak kira sözleşmesi düzenlenmeksizin davalı tarafından kullanılan merdivenaltı şeklinde tanımlanan kısmın ayrık tutulmak suretiyle ecrimisile hükmedilmesinin doğru olmadığı- Davalının, dosyada mevcut belge içeriğine göre taşınmazı tahliye ettiğini ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirttiği, ancak, sözü edilen belge davalı ve davacı paydaş ...... arasında düzenlendiğinden, belgeyi imzalayan paydaşın diğer paydaşları da temsilen imzalayıp imzalamadığı, belgenin diğer paydaşlar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususları değerlendirilerek yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceği- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 267. maddesi uyarınca bilirkişi sayısının bir veya birden fazla kişiden oluşması gerektiği gözetilmeden iki kişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu ortağın alacaklısının icra hakimliğinden İcra İflas Kanunu’nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi istemi-
Önalım davasının davalısı, önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkının kullanılamayacağı-
Önalım bedeli tensip tarihi itibariyle depo ettirilmemiş, satış tarihinden yaklaşık 9 yıl sonra yatırılmasına ilişkin depo kararı verilerek satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilmediği, davacı tarafından aradaki fark depo edildikten sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Dosyada mevcut tapu kaydına göre taşınmazın taraflar adına tescilli olduğu, mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının, özetle nizalı taşınmazın ve dava dışı taşınmazların miras bırakan Ş.’den kaldığını, murisin tüm terekesinin taksim edildiğini, fakat bu yerin taksim dışı bırakıldığını söyledikleri, öyle ise dava konusu taşınmazın tüm tarafların ortak kullanımına bırakılan bir yer olduğunun kabulünün gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.