Mahkemenin davanın kabulü yönünde vermiş olduğu kararında, yasada tanımlanan şekilde uygun bir gerekçe kısmının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece yasa hükümlerine uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, kendi içinde tutarlı, maddi olaya, talebe ve savunmaya uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulması gerekirken, Anayasa ile 6100 sayılı HMK'nın 297. ve 298.maddelerinde belirtilen unsurlardan ve gerekçeden yoksun ve usulüne uygun hüküm yazılması konusundaki Dairemiz kararını gerekçeymiş gibi yazarak karar vermesinin doğru olmadığı-
Davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve kusurlu olduğu, bu itibarla davacının zararını gidermekle yükümlü olduğu; davanın kısmen kabulü isabetli ise de,  faiz istemi konusunda herhangi bir karar verilmemesinin ve reddedilen manevi tazminat yönünden davacı vekili lehine belirlenen ücreti aşan şekilde davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirinin isabetsiz olduğu-
Taraflar arasında aksine bir sözleşme olmadığı hallerde, çeklere dayanan takiplerde, alacaklının 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca faiz olarak avans oranını talep edebileceği-
Mahkemece, tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı müflis TYT Bank iflas idaresinin TMSF adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu, bu cetvelde davacı tarafın alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının, alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı-
6102 sayılı TTK.nun 793/1. maddesi uyarınca ibrazdan ya da ibraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan bir cironun, ancak alacağın temliki sonuçlarını doğuracağı-
Uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olması hususunun, davanın "ticari dava" niteliğini değiştirmeyeceği- Bireysel kredi kartı alacağından dolayı takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmadan önce arabuluculuk müessesesine başvurulmasının gerektiği-
Hesap sahibinin bilgisi ve rızası dışında, ATM'den parasının çekilmesi olayında; usulsüz işlemler ile çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiği, usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı taktirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebildiği, dava konusu olayda davacının banka kartının kopyalanmış olduğu, davacıya atfedilecek bir müterafik kusur isnadının mümkün olmadığı, davalı bankanın ise bir güven kurumu olarak mevduat hesabında bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlayamadığı ve kötüniyetli kişilerin işlemlerine karşı koruyamadığı, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu sebeple usulsüz işlemleri engelleyememesinden ve objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olması nedeniyle oluşan zararın tümünden davalı bankanın sorumlu olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtilen ek sözleşme içeriğinden müşterinin cari hesap bakiyesinin müsait olmadığı durumlarda kredili mevduat hesabına havale emirleri uyarınca borç kaydedileceği anlaşıldığından, dava konusu sözleşme ve ekinin dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 4.maddesinde öngörülen bankacılık işlemleri çerçevesinde, ticari işlemlerden olduğunun kabulü gerekeceği- TTk.nun 8.maddesine göre, ticari işlerde faiz oranın serbestçe kararlaştırılabileceği, bu durumda Mahkemece 6098 sayılı TBK'nın 88 ve 120. maddelerindeki akdi ve temerrüt faizi oranlarının sınırlanmasına ilişkin hükümlerin somut olay bakımından uygulama yeri bulunmadığı-
İtirazın iptali davası-
Davaya vekaletin kapsamı özel olarak HUMK.nun 60-63 ncü maddeleri arasında düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre, vekilin hükmolunan şeyi alabilmesi (tahsil edebilmesi) için vekaletnamesinde özel bir ahzu kabz yetkisinin bulunmasının gerekeceği, vekilin, bu ahzu kabz yetkisine dayanarak, hükmolunan şeyi ilamların icrası yoluyla icra dairesi aracılığı ile tahsil edebileceği gibi,icra dairesi dışında da tahsil edip borçluya makbuz verebileceği, dava için verilen genel vekaletteki ahzu kabz yetkisinin, vekili müvekkilin davayla ilişkisi olmayan alacaklarını tahsil ve bankadaki hesabından para çekme hususunda yetkili kılmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.