İtirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğu-
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesinc davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğu; kararın taraflara tebliği üzerine, davacı ve davalı tarafından istinaf talebinde bulunduğu, bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde davalı vekilinin istinaf talebi incelerek, istinaf itirazlarının esastan reddine karar verildiği fakat davacı vekilinin istinaf itirazları hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği- Tarafların istinaf talepleri birlikte incelenerek değerlendirilip karar verilmesi gerekirken yalnız davalı tarafın istinaf talebinin incelenerek karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Davacının iddiası gereği bilirkişi incelemesi yapılmış ise de; incelemenin eksik defter ve belgeler üzerinden yapıldığı, taraflara defter ve belgelerini sunma hususunda süre verildiği, davalı şirkete meşruhatlı davetiye çıkartıldığı ve şirket tarafından verilen yazılı cevap ile defter ve belgelerin bulunduğu İstanbul adresinin ayrıntılı olarak bildirilmesine rağmen, sadece davacıya ait defterler üzerinden inceleme yapılarak sonuca ulaşılması eksik incelemeye dayalı olduğu, davalı tarafından gösterilen yerde uzman bilirkişi marifeti ile inceleme yapılıp ispat yükünün davacı da olduğu da dikkate alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
Davacı alacaklı defterlerinde dayanak faturaların kapalı olarak işlendiği yani bedellerinin tahsil edildiği konusunda kayıt olması halinde bu husus davacı aleyhine delil teşkil edeceği, bir başka ifade ile davacıyı bağlaması gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece “yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde malların teslimi konusunda davacının davalı tarafa yemin teklif ettiği, yemin davetiyesinin tebliğine rağmen davalının duruşmaya gelmeyerek yeminden kaçındığı bu durumda davacının faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini ispatladığı” gerekçesi ile “davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %40 oranındaki inkâr tazminatının davalıdan tahsiline” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
BA-BS formlarında bildirilen miktarlar kadar ödeme yapıldığı kanıtlanamadığından, dava konusu alacak hususunda ihtiyati haczin kabulüne dair yeterli kanaat oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Temel ilişkiye dayalı olarak müflisten alacaklı olduğu bilirkişi incelemesi ile gerçekleşmiş olan davacının alacağının masaya kayıt ve kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.