Davalı şirketin Eski Borçlar Kanunu 101. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun temerrüde düşmemiş oldukları gözetilerek icra takibinden itibaren kabul edilen fatura bedeline ilişkin faize hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek takipten öncesi için işlemiş faize de karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğundan, takip dayanağı çek ve fatura bakımından inceleme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Davacı tarafından itiraza uğramadıkça davalı tarafından yargılamanın her aşamasında kötü niyet tazminatı talebinde bulunulabileceği-
Davasını açarken, aynı sözleşmeden kaynaklanan ve miktarları çekişmesiz olan alacağı ile borcu arasında mahsup işlemini bizzat yapan ve böylece mahsup iradesini davadan önce ortaya koymuş olan idarenin (birleştirilen davanın davacısının), birleştirilerek görülen eldeki dava sırasında ayrıca mahsup talebinde bulunmasına gerek olmadığı-
Faturaya dayalı alacak likit (belirlenebilir) nitelikte bulunduğundan, İİK. mad. 67/2 uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği-
İşbölümü sebebiyle gönderme kararlarının temyizi kabil olmadığı, gönderme kararının mahiyetine yabancı olan ve gönderme kararı ile telifi kabil bulunmayan nihai hüküm niteliğindeki avukatlık ücretine hükmedilmiş ise, o kısmın müstakilen temyizi kabil olduğu ve yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3.bendinde vekalet ücretine hükmedilmesi alınan kararın niteliği ile bağdaşmayıp usul ve yasaya aykırı bulunduğu-
Fatura içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmamasının sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesini doğuracağı; faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımayacağı- Faturanın deftere kaydının, taşımanın gerçekleştirildiğine sadece karine teşkil edeceği, bu karinenin aksinin ispatı her zaman mümkün olduğu- Taraflar arasındaki temel ilişki olan taşıma ilişkisinde davacının edimini yerine getirip getirmediği hususunda ispat yükünün davacıda olduğu gözetilmek, davacıya ispat olanağı sağlanması gerekitği-
İtirazın iptali davası-
Tüzel kişiliği olmayan devlet hastanesinin takipte borçlu olarak gösterilemeyeceği-  Takip tarihi itibariyle olayda kıyasen uygulanması gereken HMK m. 124/4 uyarınca, takibe dayanak faturaların anılan hastane baştabipliği adına düzenlendiği göz önüne alındığında borçlu tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından takibin Sağlık Bakanlığı'na yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi gerektiği-
Faturanın, tek başına alacağın varlığını gösteremeyeceğinden, borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair bir ihtar bulunmadığından, fatura içeriği malların teslim edildiğinin ispatlanamadığından, taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme de bulunmadığından, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dava faturaya dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı tarafça akdi ilişki inkâr edilmediğine göre uyuşmazlığın bir miktar para alacağına yönelik olduğu gözetilerek BK.’ nun 73/1 ve HMK’ nun 10. maddesi uyarınca davacı şirketin merkezinin bulunduğu yer icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkili olduğu düşünülmeden “yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.