Anonim şirketlerde ortakların prim borçlarından dolayı üst düzey yönetici ve yetkili olmadıkları sürece sorumluluklarının olmadığı, davacının yönetim kurulu üyeliğinin devam etmediği ve üst düzey yönetici veya yetkili sıfatı olmadığı da dikkate alındığında anonim şirketin ortağı olarak dava konusu prim borçlarından sorumluluğunun bulunmadığından direnme kararı yerinde olduğu-
"İflâstan sonra müflise ait işyerinde, iflâs idaresinin kararıyla çalışan işçilerin sigorta prim borcu"nun, "masa borcu" niteliğinde olduğu–
Takip dayanağı ilamlarda; alacaklara brüt miktarlar üzerinden hükmedildiği ve yine bu brüt miktarlar üzerinden faiz hesaplanarak takip yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, taraflara banka ismi bildirmeleri için süre verildikten sonra her iki tarafın da bildirdiği bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları getirtilerek, bilirkişiden, takip dayanağı ilamlarda hükmedilen alacak miktarlarından yasal kesintiler düşülerek, nete dönüştürüldükten sonra bulunacak net alacak miktarları üzerinden bilirkişi aracılığıyla faiz hesabının yapılıp oluşacak sonuca göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Prim, idari para cezası ve işsizlik sigortası primi borçları ile ilgili çıkartılan ödeme emirlerinin tahsil zamanaşımı hukuksal nedenine dayalı olarak iptali istemi-
İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası-
Ödeme emrinin iptali istemi-
Bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerektiği; davaya konu uyuşmazlığın, davalının ortak olup olmadığı noktasında toplandığı; davalının ortak olup olmadığının tespitinin malvarlığı hukukuna ilişkin bir mesele kapsamında görülemeyeceğinden görev hususunun parasal değere göre belirlenmesinin mümkün bulunmadığı; davaya konu uyuşmazlığın çözümünün sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği -
Müteselsilen borçlulardan birinin borcu yapılandırmış olmasının diğer borçlulara sirayet etmesi- 506 s K. mad. 80/12 hükmünden farklı olarak, 5510 s K. mad. 88/20 uyarınca, tüzel kişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerinin de prim borçlarından sorumlu tutulduğu- Alacağın, borçlu şirket tarafından ödenmesi oranında davacı borç yükünden kurtulacağından, dava dışı şirketin geçmiş yıllarda tecil ve taksitlendirme başvurularında bulunduğu gözetilerek, geçmiş yıllarda yapılan bu ödemelerin borçtan mahsubunun gerektiği- Dosyaya borcun yeniden yapılandırıldığına ve buna ilişkin ödeme planı yapıldığına ilişkin belgeler sunulduğundan, yapılandırma ile ödeme hususları tespit edilmeden ve dosyadaki eksikler giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davanın, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan nama ifaya izin istemine ilişkin olduğu, BK'nın 97. maddesine göre bir şeyin yapılmasına müteallik borç, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklının masrafı borçluya ait olmak üzere borcun kendisi tarafından ifasına izin verilmesini talep edebileceği, bu maddenin uygulanabilmesi için yüklenicinin sözleşme hükümlerine aykırı olarak borcunu yerine getirmediğinin sübuta ermesi ve bu konuda temerrüde düşürülmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • ...
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor