Satış esnasında sunulan projede, sözleşmede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkin davada, kat maliklerinin mülkiyetinde olacağı taahhüt edilen yeşil alanın kamuya ait parseller üzerinde bulunmasının, davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği sabit olup konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş olup bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açılabileceği-
İtirazın iptali davası-
Çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinden, dava konusu çeklerin avans olarak verildiği ve satışın veresiye olduğu iddiasının kesin delillerle ispatı gerektiği-
Satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan otopark ve istinat duvarı nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine-
Çeklerin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal teslim edilmediği iddia edilmişse de, çek -kural olarak- bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak verildiğinin ve mal ile bedelin aynı anda ödendiğinin karine olarak kabul edildiği, davacı tarafın bu karinelerin aksini kanıtlamak zorunda olduğu, mahkemece davalı defterlerinde çeklerin avans çeki olarak mı yer aldığının bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespit edilmesi gerekeceği-
Mal karşılığı alınan çekin karşılıksız çıktığının ileri sürüldüğü davada, ıslah dilekçesi ile çek de davaya konu edilerek sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanılmış olup, ıslah dilekçesindeki talep sonucuna göre de bir değerlendirme yapılması gerektiği- TTK. mad. 644 'e göre açılan davalarda sebepsiz zenginleşmediği ispat yükünün keşideci davalı üzerinde olduğu-
BK’nun 182. maddesi uyarınca aksi kararlaştırılmadıkça alım-satım ilişkilerinde alıcı ile satıcının vecibelerini aynı anda yerine getirmelerinin esas olduğu–
Sahte teminat mektubu nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan dava sonucunda mahkemece davacının olayda %25, davalı bankanın %75 oranında kusurlu bulunduğu kabul edilerek karar verilmiştir. Son bilirkişi raporunda davacı şirketin bankaya yazılı olarak müracaat etmemesi ve yazılı teyit almaması nedeniyle kusurlu olduğu, davalı bankanın da sahte teminat mektubunda iğfal kabiliyeti olsa bile bankanın BK.’ nun 101. maddesi uyarınca daha dikkatli ve özenli olması gerektiği, bu nedenle kusurlu olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü gibi olayda her iki tarafında kusurlu olduğu, birinin kusurunun diğerinin kusurundan daha fazla olduğunu gösterir bir hal olmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Fotokopi belgeler üzerinde imza incelemesi yapılarak düzenlenmiş bulunan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olmadığı-
Davacının ticari defterlerinin kendisi yararına delil olabilmesi için, davalının defterlerinin de kanıt olarak ileri sürülmesi ve davalının defterlerini ibrazdan kaçınmış olması gerektiği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.