Müdürün ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açtığından azline ve zararının tazminine karar verileceği-
Genel kurul toplantısına katılan davacıların iptali talep edilen kararlarda usulüne uygun muhalefet şerhini tutanağa yazdırmadıkları gibi dilekçe ile muhalefetlerini bildirmedikleri de anlaşıldığından, kararların bazılarında oylamadan önce muhalefet dilekçesinin divana sunulduğu yazılmış ise de, bunun daha karar alınmadan önce karşı çıkma şeklinde olduğu, karara karşı peşin muhalefette bulunulduğu, bu şekildeki muhalefetin öneriye karşı çıkma mahiyetinde olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkmanın, muhalefetin bulunmadığı, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği-
Görevli mahkemenin belirlenebilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin hukuki niteliğinin tespitinin gerektiği- Adi ortaklığın, kişi; sözleşme; katılım payı; amaç; affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için çalışmak unsuru) gibi unsurları olması gerektiği- Adi ortaklık sözleşmesinin geçerliliğinin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı- Bir ortak tarafından diğer ortağa kar elde edilmesine bakılmadan her ay belli bir bedelin ödenmesi ve ortaklardan birine tek taraflı feshi yetkisi verilmesinin adi ortaklık yapısıyla bağdaşmayacağı- Sözleşmede ortaklık kelimesinin kullanılmasının, bu belgenin nitelendirilmesine engel olmadığı- Her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarının veya bunlara karşılık olarak açılmış davalarda dava konusu şeyin değerine bakılmadan sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Haklı sebeplerden dolayı mukavelede muayyen müddetin hitamından evvel ve eğer şirket muayyen olmayan bir müddet için akdedilmiş ise evvelce ihbara hacet olmaksızın şirketin feshinin talep edilebileceği- Ortakların kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak, ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamayacakları- Her ortağın ortaklık işlerinde kendi işlerinde olduğu ölçüde çaba ve özen göstermekle, diğerlerine karşı, kendi kusuruyla verdiği zararları, başka işlerde ortaklığa sağladığı menfaatlerle mahsup ettirme hakkı olmaksızın ve ortaklık işlerini ücret karşılığı yürüten ortağın, vekalet hükümlerine göre gidermekle yükümlü olduğu-
Rekabet yasağı sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan cezai şart istemine ilişkin davada; dava konusu sözleşmede davalı tarafça inkar edilen ve sonradan doldurulduğu belirtilen bölümlerin yer aldığı hükümlerin taraflar açısından bağlayıcı niteliğinin bulunup bulunmadığı, geçersizlik halinin söz konusu olması durumunda ise bu halin 25/02/2010 tarihli sözleşmenin kısmen veya tamamen geçerli olup olmayacağı hususunda doğuracağı sonuçların mahkemece tartışılması suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
11. HD. 21.12.2021 T. E: 2020/4187, K: 7288-
TTK mad. 613/2 gereğince; şirket sözleşmesiyle ortakların şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda olduklarının düzenlenebileceği; yine TTK mad. 579'a göre ise şirket sözleşmesinin, kanunun limited şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak kanunda açıkça cevaz verildiği hallerde ayrılabileceği-
Davacının iş sözleşmesinin feshinin öncelikle ayrılma nedeni konusunda denetlenebilmesi, aleyhine açılan ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...... Esas sayılı dava dosyasındaki rekabet yasağına aykırılık davasının sonucuna bağlı olduğundan, yerel mahkemece bu davanın bekletici mesele yapılması ve buna göre sonuca gidilerek karar verilmesi gerekeceği-
Cezai şartın asıl borcun akıbetine bağlı olduğu, asıl borç geçersiz ise bunun mueyidesi olan cezai şartında geçersiz olduğu - tek taraflı özellikle işçi aleyhine cezai şart öngören hizmet sözleşmelerinin bu kısmının geçersiz olup sonuç doğurmayacağı-
“Yolcu gemisi imalatı ve alımı” işinin, davacı şirketin ticari işletmesiyle ilgili olsa da, davalı Belediyece uyuşmazlık konusu işin ihalesi, ticari işletmeleriyle ilgili olarak değil kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirildiğinden ve devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar tacir sayılamayacaklarından, Belediye Başkanlığının tacir olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, davaya bakma görevinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.