Sigortalıların askerlik sürelerini borçlanabilmeleri için, sosyal sigortalar yasasına tabi bir işte çalışır durumda olmaları gerekeceğinden bu niteliğe uymayanların ölümleri durumunda hak sahipleri askerlik borçlanmasından yararlanamazlar; ancak sigortalının sigortalı bir işte çalışırken ölmesi durumunda hak sahiplerinin yararlanabileceği-
Haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Atama yolu dışında gerek mahalli gerek seçimler gerekse belediye meclisinin seçimi yoluyla belediye başkanlığı yapmış olan belediye başkanlarının, 5510 sayılı Kanunun Geçici 4. maddesinin 11. fıkrası ile daha önceden belediye başkanlığı görevini ifa etmiş olup da belediye başkanlığı üzerinden emekli olmamış olanlar için tanınan intibak imkanından yararlanabilecekleri-
Dava, davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında yurt dışı hizmetlerini borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir...
Sosyal güvenlik destek primine ilişkin 5510 sayılı Kanunun 30/3-a ve geçiş hükümleri içeren geçici 14. maddesi ile zorunlu sigortalılık işlemleri ile ilgili 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan, bu davaların özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmelerinin zorunlu olduğu- Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde mahkemece kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği-
Davacının 13.10.1972 tarihini içeren işe giriş bildirgesi 01.08.1980 tarihinde Kuruma verilmiş olup bu tarihte hak düşürücü süre Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79.maddesinin 5.fıkrasına göre 5 yıl olarak belirlenmesine ve hak düşürücü süre hakkın özünü ortadan kaldıran bir süre olduğuna göre hak düşürücü süre dolduktan sonra, işe giriş bildirgesi verilmesi ve primlerin ödenmesinin hak düşürücü süreyi yeniden canlandırmayacağı-
5510 Sayılı Kanun'un mad. 56/2 hükmüne dayanılarak açılan davada, boşandıktan sonra eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulup sonuca gidilmesi gerektiği-
Sorumlularca başlangıçta, ürün satın alınan kişilerin tevkifat yapılamayacaklar statüsünde bulunduğuna ilişkin öngörülen nitelikte Kuruma belge veya tutanakların sunulmamış olması durumunda, bu kişilerin sonradan zorunlu Tarım Bağ–Kur sigortalısı oldukları anlaşılsa dahi sorumluların, “tevkifat yükümü” gereğini yerine getirmelerinden dolayı artık kesinti yapılması gereken tutardan sorumlu tutulamayacakları-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 10. madde ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 103. madde 4. fıkrasındaki hükümlere dayanarak, geçmiş dönemlere ilişkin belge türü veya Kanun numarası hatalı seçilerek verilen aylık prim ve hizmet belgelerini düzelterek 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu geçici 10. maddesinde düzenlenen sigorta prim teşvikinden yararlanmak için yapılan başvurunun reddine ilişkin açılan Kurum işleminin iptali davasında davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna husumeti yöneltip yöneltemeyeceği-
Yaşamlarını yitiren sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.