En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, Sulh Mahkemesince, iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği-
Mirasçılardan bir kısmı ve miras bırakan adi yazılı belgede yer almadığı gibi belgenin düzenlendiği tarihte miras bırakanın sağ olması sebebiyle de belgenin TMK'nın 677-678. maddelerine göre miras payının devri niteliğinde olmayıp hukuki sonuç doğuramayacağı gibi henüz kazanılmamış bir haktan vazgeçilmesi de mümkün olmadığından davanın reddi gerekeceği-
Mirasbırakanın vefat etmesiyle mirasın en yakın mirasçılara geçeceği, en yakın mirasçı sıfatını taşımayan mirasçılara intikalin mümkün olmayacağı-
Tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerekeceği-
Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği, mahkemece, mahallin sulh hakimine durum bildirilmesi, mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, atanacak temsilci ile davaya devam olunması gerekir iken davacı yüklenicinin vefatı sonucu yasal mirasçıların mirası reddetmeleri ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tüm tereke varlığından, tüm tereke borçlarının çıkarılmasından sonra geriye fazlaca bir borcun kalması halinde, terekenin borca batık sayılacağı-
Mirası reddeden şahısların altsoyu için mirası ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlayacağından; altsoyun mirasın reddini öğrenmiş olduğu tarihe ilişkin deliller toplanarak sonucuna göre reddin süresinde olup olmadığının tespiti gerekeceği-
Mirasın reddinin iptali davası miras bırakanın alacaklısı tarafından açıldığından hak düşürücü süreye tabi olmadığı-
Mirasın hükmen reddinin tespiti isteğine ilişkin açılan davada, TMK. mad. 605 ve 610/2 dikkate alındığında muris İ.Ş.'in ölüm tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılıp belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- 
Şikayetçi 3. kişinin icra müdürlüğüne başvurusu haciz konulan emekli maaşının kendisine ait olduğu iddiasına dayalı olup, HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.