Kazanın oluşumunda, kendi kullandığı araçla hayatını kaybeden sigortalının kusurlu olup, kendi dışında 3. bir kişinin kazaya etkisinin bulunmadığı, araç işleteni olan davalının da sürücü belgesi olmayan sigortalıya aracını vermekten Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde sorumluluğunun doğacağı, araç işletenin kazanın oluşumundaki kusur payının bilirkişi marifetiyle araştırılması gerekeceği-
İşyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat davası-
Kural olarak sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı ancak kişinin ruhsal bütünlüğünü bozacak nitelik ve ağırlıktaki aykırılıkların manevi tazminat sorumluluğunu doğuracağı-
Taraflar arasındaki katılma alacağı isteği bakımından davanın çözüm yerinin aile mahkemeleri olduğu, aile mahkemesi olmayan yerlerde ise, asliye hukuk mahkemelerinde davanın "aile mahkemesi" sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekeceği- Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19. maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkin olduğundan bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yerinin HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı, mahkemece her iki davanın birlikte asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanmasının doğru olmadığı- Aile mahkemesince, katkı payı alacağına hükmedilmesi durumunda hükmedilen katkı payı alacağı ile boşanma davasının kesinleşip kesinleşmediği, tenfiz edilip edilmediği de belirlenerek anılan dava sonucu hükmedilen alacaklar gözönüne alınarak, tasarrufların TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ile boşanma davası ile tazminat ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği-
TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince davacının tek başına 3. kişilere karşı aktif dava açma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiği, davacı taraf kadastrodan önceki hukuki nedene dayandığı, ancak taşınmazların dip muris olan hangi şahıstan geldiğinin açıklanamadığı, bu nedenle söz konusu parsellerin kadastro öncesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunup bulunmadığı, tüm kayıt malikleri ile ölenlerin mirasçılarının aynı dip murisin mirasçıları arasında yer alıp almadıkları, Mahkemece belirlenmediğinden, davanın sonuçlanması bakımından şu aşamada olayı nitelendirme yapma olanağının bulunmadığı-
4. HD. 27.04.2023 T. E: 2974, K: 5713
Hesap sahibinin bilgisi ve rızası dışında, ATM'den parasının çekilmesi olayında; usulsüz işlemler ile çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiği, usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı taktirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebildiği, dava konusu olayda davacının banka kartının kopyalanmış olduğu, davacıya atfedilecek bir müterafik kusur isnadının mümkün olmadığı, davalı bankanın ise bir güven kurumu olarak mevduat hesabında bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlayamadığı ve kötüniyetli kişilerin işlemlerine karşı koruyamadığı, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu sebeple usulsüz işlemleri engelleyememesinden ve objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olması nedeniyle oluşan zararın tümünden davalı bankanın sorumlu olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.