Davacı, icra dosyasındaki takip konusu alacağın bir kısmını temlik aldığından temlik eden ile aynı haklara sahip olup, kısmen temlik eden ve kısmen temlik alanın ancak kendilerine ait alacaklar üzerinde tasarrufta bulunabileceği, alacağın bir kısmını temlik edenin, alacağın tamamı ile ilgili haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, davalı icra müdür vekili tarafından temlik edenin talebi üzerine alacağın temlik edilmeyen kısmı üzerinden de usulsüz olarak haczin kaldırılması işlemi gerçekleştirilmiş olup, haczin tamamen kaldırılması işlemi nedeniyle takip dosyasındaki blokeli alacak takip borçlusuna ödendiğinden davacı zarara uğramış olup; zarar, usul ve yasaya aykırı talebin icra müdürlüğü tarafından yerine getirilmesinden kaynaklanmış olduğundan, oluşan zararla icra müdürlüğünün işlemi arasında illiyet bağı olduğu ancak davacının uğradığı zararı ile ilgili davalı Bakanlık aleyhine dava açabilmesi için takip dosyasında borçlu şirketten alacağını tahsil edememiş olması, başka bir ifade ile borçlu şirketin borcunu ödemekte acze düşmüş olması gerektiğinden, mahkemece, davacının dava dışı borçlu şirketten alacağının tahsilinin mümkün olup olmadığı araştırılmadan, davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Kazaya karışan aracı uzun süre kira sözleşmesi ile alan kiracının işleten olduğu- Davalı şirketin satış müdürü aracı "rıza ile" 3. kişiye teslim ettiğinden ve rıza hilafına bir durum olmadığından lliyet bağının kesilmediği ve şirketin işletenlik sıfatının devam ettiği- Davacının, dava açarken husumet yönelttiği şahısta kusuru bulunmadığından davalı lehine red vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiği- Olay tarihini kapsayan geçerli bir sigorta poliçesi mevcut olduğundan "işletenin işletenlik sıfatının kalkması" nın sigorta poliçesinin geçerliliğini ortadan kaldırmayacağı; sigorta poliçesi ve poliçe nedeni ile davalı sigortanın sorumluluğunun (K.T.K. 20/d-94. md.-107. ve vs. md. açıklanan bazı durumlar ayrık olmak üzere) devam edeceği-
4. HD. 10.04.2023 T. E: 1727, K: 5162
Hakimin kararından dolayı Hazine aleyhine açılan tazminat istemine ilişkin davada; yeterli delil bulunmaması ve yasada düzenlenen sınırlı-sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Hâkimin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile bunların gerçekleştirilmesine yönelik teminatlar hâkimlerin keyfî davranabilecekleri, istedikleri şekilde karar verebilecekleri ve bu kararlardan da sorumlu olmayacakları anlamına gelmeyeceği-
Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun malvarlığından bir başkasının aleyhine olarak zenginleşme meydana gelmesi, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunması ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmaması gerektiği, sebepsiz zenginleşme kurumunun en temel özelliği şahsilik prensibi gereğince, kime karşı zenginleşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerektiği- Karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı (ve ıslah yolu ile artırılan tutara ilişkin noksan harç) ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
İcra dairesi görevlilerinin hatalı işlemi sonucunda fazla ödemede bulunmuş olan davacının bu fazla ödemeyi diğer takip borçlularından tahsil etme imkanına sahip olduğu durumlarda, Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasının -henüz zarar oluşmadığından- reddine karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı istemi-
Dava, 10.12.2014 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan cenaze yardımından oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup..

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.