Davacının isteminin açıkça davalının görevi ihmal veya kötüye kullanma şeklinde ortaya çıkan haksız eyleme dayandığı, bu nedenle uyuşmazlığın avukatlık sözleşmesinden ve ücretinden kaynaklanmadığı, davanın çözümünde avukatlık yasasında tanımlanan avukatlık sözleşmesine ve ücretine ilişkin kuralların uygulanmayacağı, aksine borçlar hukukunun konuya ilişkin genel hükümlerinin uygulanması gerektiği , bunun da yargı yetkisine sahip genel mahkemelerin görev alanı içerisinde olup, görevi yasa ile sınırlı olarak belirlenen hakem yoluyla çözümlenemeyeceği-
Usuli kazanılmış hakkın, mahkemenin hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getireceği, bu kuralın uygulanmasında iki istisnanın öngörüldüğü, bunların, mahkemece Yargıtay Dairesi bozma kararına uyulduktan sonra görülmekte olan davaya uygulama imkanı bulunan yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı çıkması, diğerinin de, hükmüne uyulan bozma kararından sonra göreve ilişkin yeni bir yasal düzenlemenin getirilmiş olması olduğu, bu iki istisnanın bulunmaması halinde ilgili taraf lehine doğan usuli kazanılmış hakkın korunmasının gerekeceği-
Kamulaştırma Kanununun 14. maddesi uyarınca bedel artırma davalarının 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmasının gerekeceği, sürenin tespitinde yapılacak işin, mahkemece kamulaştırma belgelerinin getirtilerek, kamulaştırma işleminin tebliğ edildiği tarih belirlenip davanın açıldığı tarihte 30 günlük sürenin geçip geçmediğine bakılması gerekeceği-
Kamulaştırılan taşınmazın, mal sahibince tapuda ferağının verilmiş olmasının, Kamulaştırma Kanunu’nun 13. maddesindeki tebligatla eşanlamda değerlendirilmesinin gerekeceği, kamulaştırma bedelinin artırılması isteğiyle açılacak davalar için öngörülen 30 günlük hak düşürücü sürenin de tapuda verilen ferağ tarihi esas alınarak hesaplanmasının gerekeceği-
Kamulaştırma bedelinin artırılması-
Yasal önalım hakkının kullanılması için öngörülen üç aylık hak düşürücü süre, satışın, alıcı veya satıcı tarafından önalım hakkı sahibine noter aracılığıyla bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar ve önalım hakkı sahibinin satışı kesin olarak başka bir şekilde öğrenmiş olması sürenin işlemesine yol açmaz, bu haktan feragatin de geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlı olup bu şekilde bildirim yapılmayan hak sahibinin iki yıl içinde açtığı dava süresinde olduğu ve davacının dava yoluyla yasal önalım hakkını kullandığı-
Tebliğ işleminin geçerliliğinin, PTT memurunun yapacağı tahkikata göre muhatabın bu adreste bulunduğunun tesbitine ve bu işlemi tebligat parçasına yazarak maddede belirtilen kişilere imzalatmasına bağlı olduğu, gerekli tevsik işleminin hakimin denetimini sağlayacağı ve muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacağı, tebligatlarda tebliğ tarihinin iki numaralı fişin (ihbarnamenin) kapıya yapıştırıldığı tarih olduğu, tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesinin ve geçerli sayılabilmesinin, PTT memurunun araştırmayı mutlaka yapmasına ve muhatabın o anda adreste olmamakla birlikte tevziat saatlerinden sonra geldiğinin tevsik edilmesine bağlı olduğu, eğer açıklanan durumu beyan eden ilgililer imzadan çekinirlerse PTT memurunun, çekinme nedeniyle araştırma sonucunu kendisi imzalamakla yetineceği-
Müstakil faiz alacağı için icra takibi yapılamasa da alacağın ilama dayalı olması halinde faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından, alacaklı, 'fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasa' bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebileceği-
Davacı, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen faiz talebi hakkında yeni bir dava açma hak ve imkanına sahip bulunduğuna göre; önceki hükmün davalının temyizi üzerine başka nedenlerle bozulmasından sonra verilecek yeni kararda, ayrı bir dava açmaya gerek kalmaksızın önceki kararda unutulan faize de hükmedilmesinin, menfaatler dengesine ve usul ekonomisine uygun olacağı-
Kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, önceden İdari Yargıya başvurulduğu taktirde Adli Yargıya başvuru süresinin İdari Yargı Kararının kesinleştiği tarihten, bu karara karşı temyiz ya da karar düzeltilmesi isteminde bulunulmuş ise buna ilişkin kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, ilgilisince karar düzeltilmesi yoluna başvurulmazsa; 15 günlük karar düzeltme istemi süresi beklenmeden ilamın tebliğ tarihinden itibaren sükutu hak süresinin işlemeye başlayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.