Hile hukuksal nedenine dayalı davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- HMK. mad. 178 uyarınca, davalının zarar ve ziyanının karşılanması bakımından, mahkeme veznesine depo edilen bedel bakımından mahkemece hüküm kurulmamış olmasının bozma sebebi olduğu-
Tapu iptali ve tescil davası-
Davacı, köy tüzel kişiliğine ait taşınmazdaki çeşmenin, davalılar tarafından yıkıldığını ileri sürerek tazminat isteğinde bulunulmuş ise de, eski çeşmenin yerine yenisinin yapıldığından tazminat isteğinin reddinin yerinde olduğu-
Taşınmazın aynına ilişkin iptal tescil istemli eldeki davada öncelikle keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-
Davacılar elbirliği ortağı olduklarından mahkemece, kabule konu payın miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin (TBK. mad. 19) davadan önce taşınmazın bir kısmının imar planlaması nedeni ile Belediye adına tescil edildiği anlaşıldığından, kalan kısımla ilgili olarak inceleme yapılması gerektiği- Davanın açılmasından sonra dava konusu taşınmazın davalı tarafından dava dışı başka bir kişiye satıldığından, HMK. mad. 125 gereğince, davacıya, son malik olan kişinin davaya dahil edip etmeyeceği ya da davayı tazminata dönüştürüp dönüştürmeyeceği sorularak, davacının seçimlik hakkını kullanması sağlandıktan ve taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İddianın ileri sürülüş şekline göre; öncelikle dava şartı üzerinde durulmasının gerekeceği, yapılacak araştırma sonunda çekişme konusu taşınmazın halen el birliği mülkiyetinde olduğunun anlaşılması durumunda, mirasçılardan birinin ya da birkaçının taşınmazın tamamının ya da payının kendi adına tescili için açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK.nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi de mümkün bulunmadığından, davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, iki mirasçılık belgesi arasında çelişki olması durumunda; çelişkinin giderilmesi için davacıya süre verilerek çelişki giderildiği takdirde satış vaadi sözleşmesi tarihinde kayıt malikinin mirasçılarının tamamının miras hak ve hisselerini davacıya satmayı vaat ettiklerinin anlaşılması halinde satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunacağından davanın kabulüne aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bozma ilamına uyularak bilirkişi raporuna itibar edilmişse de; davacılar tarafından itiraz edilen ödeme dekontlarının muris S.’ın kasasından çıktığını ifade ettikleri, kural olarak dekont elinde bulunanın ödeme yapmış olduğu kabul edilmekle dekontların ne suretle S.’ın elinde bulunduğu tespit edildikten sonra bilirkişiden ek rapor alınarak yapılan ödemelerin açıkça belirlenmesi ve kalan kısım var ise BK’nın 97. maddesi gereği davacının ödeyeceği kısım belirlenerek depo kararı verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.