(A) bölümünün; evveliyatı itibariyle orman olduğu, imar ihyaya konu olamayacağı, (B) bölümünün; orman sayılmayan alan olduğu, 1984 ve 2002 yıllarında tarımsal faaliyete konu olduğu, (C) bölümünün; her ne kadar orman sayılmayan alanda kaldığı bildirilmiş ise de 1948, 1984 ve 2002 yıllarında kazandırıcı zamanaşımı koşulunun temel şartı olan tarımsal faaliyete konu olmadığı, kaldı ki; 26.03.2020 tarihli jeolog bilirkişi raporundan; (A) ve (B) bölümlerinden ayrı olarak bu kısmın (C bölümünün) aynı zamanda aktif çay yatağı alanı içinde yatağın taşkın sahası etki alanı içinde de kaldığı, bu haliyle; davacı bakımından (A) ve (C) bölümleri üzerinde davacı lehine kazanım koşullarının oluşmadığı- (B) bölümü üzerinde ise kazanım koşullarının oluştuğu, 1957 ve 1986 yılına ilişkin memleket haritası verilerinin, 14.09.2019 tarihinde taşınmaz başında yapılan keşifte yapılan mahkeme gözleminin ve alınan beyanların hükümde varılan sonucu desteklediği, amenajman planlarının ise mülkiyet belgesi yerine geçmediği, bilirkişi raporlarının kanaat verici yeterli bilimsel açıklamayı haiz olduğu-
İ. sözleşmesine konu taşınmazın belirlenen tarımsal niteliğinin tarım ve köyişleri bakanlığı il veya ilçe müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi, yapılacak araştırmaların sonucuna göre satışa konu payın, arazinin büyüklüğü itibariyle belirlenen tarımsal niteliğine göre satışının mümkün olmadığının anlaşılması halinde tapu iptali ve tescil davasının reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nin 713/1. fıkrasındaki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 2. fıkrasında yer alan, “…maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Üçüncü kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Davacılara harcın tamamlattırılıp ondan sonra yargılamaya devam olunması, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda asıl olanın miras bırakanın asıl iradesi olduğu gözetilerek, muris tarafından davalı ...’e 04/07/1995 tarihinde satış suretiyle temlik edilen 1 sayılı taşınmaz bakımından asıl iradenin tespit edilip sonuca gidileceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesi uyarınca gaiplik, tapu iptali ve Hazine adına tescil istekleri-
Medeni Kanunu’nun 733. maddesi satışın alıcı ve satıcı tarafından noter ihtarı ile diğer paydaşlara bildirilmesi yükümlülüğünü getirmişse de, anılan maddede bildirimin noter ihtarı ile yapılmasının yeterli görüldüğü ayrıca satışın esaslı unsurlarının da bildirimde yer almasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği-
Mahkemece her ne kadar asıl davadaki alacak iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile bu davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı arsa sahibine kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince verilmesi gereken 4 adet daireden; 3 numaralı bağımsız bölümün dava dışı X'e, 14  numaralı bağımsız bölümün ise davalı Y'ye ait 183/224 payın dışındaki 41/224 payın dava dışı Z adlı kişiye ait olduğu anlaşılmakla, davacının mahkemece birleşen dosyalarda verilen tapu iptali ve tescil kararı ile söz konusu dairelerin tam paylarını alamayacağı göz önünde bulundurulduğunda, maddi bir zarara uğradığı açık olup, bu zararın tespit ve tahsili ile ilgili olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı - tapu iptali tescil davaları için taşınmazlardaki diğer paydaşlar ile davanın tarafları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı - Takibe dayanak belgenin kıymetli evrak niteliğindeki kambiyo senetlerinden olan ve soyut borç ikrarını içeren bir bono olup, söz konusu bononun taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığı - Bu alacağın kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yer almayan ve senet içeriğinden "nakden ödenen bir para" olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla senet aksinin ancak aynı kuvvetteki bir yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği - Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin "bağımsız bölümlerin paylaşımı" başlıklı hükmünde, sözleşme tarihinde henüz bina ve bağımsız bölüm bulunmadığı, dairelerin sadece konumlarının gösterildiği dikkate alındığında anılan bağımsız bölümlerin sözleşmede konumları gösterilen dairelere karşılık gelip gelmediklerinin belirlenmemesinin isabetsiz olduğu-
8. HD. 05.07.2018 T. E: 2016/574, K: 15016-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.