Taşınmazın tamamının davacıya ait olduğunun kabul edilmesinde dahi tarafların serbest iradesi ile taşınmazın taraflar adına 1/2 paylı olarak tescil edilmesi sebebiyle davacının değer artış payı alacağı isteğinde bulunma imkanı olmadığı- Taşınmaz bakımından tarafların eşit katkıları da kabul edildiğinde, paylı mülkiyetteki paylar eşit bulunduğundan ve eşlerin birbirlerinden olan katılma alacağı istekleri TMK'nun 236. maddesi gereği takas edileceğinden, yine alacak hakkı doğmayacağı-
El atmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava, tapu iptal ve tescil,alacak ve tazminat istekleri-
6183 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince "kötüniyetli dördüncü kişiye dava açılmaması veya kötüniyetinin isbatlanamaması halinde, davalı üçüncü kişinin, dava konusu mal, hak ve değeri elinden çıkarmış olması halinde, elinden çıkardığı tarihteki değerini nakden ödemekle yükümlü olacağı–
Ölünceye kadar bakım sözleşmesi gereğince bakım alacaklısı olan davacı, elbirliği ortakları arasında yer almamakta olup, bu durumda, elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlar yönünden ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ifa olanağının bulunduğundan söz edilemeyeceğinden; mahkemece, bakım alacaklısının elbirliği şeklinde maliki olduğu dava konusu taşınmazdaki iştirak hali devam ettiği için, sözleşmenin henüz ifa olanağının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine-
Kadastro işlemlerinden sonra tapulu taşınmazlar için vaki olacak miras taksim sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılmasının gerekeceği, somut olayda taksim sözleşmesinin tapuda yapılan resmi senetle mirasçılar arasında yapıldığına ve yapılan bu resmi senede bağlı paylaşım hukuken tarafları bağladığına göre davacının daha önce kararlaştırılan taksimden döndüğünün kabulünün gerekeceği, bu nedenle babasının sağlığında (ölüm tarihi 1999) çocukları arasında yaptığı paylaşıma dayanılarak iptal ve tescil istenemeyeceği-
Davacının kadastro çalışmaları sırasında yol olarak paftasında gösterilen taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istediği davada,böyle bir yerin tapuya tesciline karar verilebilmesi için Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarına göre haritasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olmasının gerekeceği-
Mahkemece, satın alan kayıt makilinin iyi niyetli olduğu ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyu­culuğundan yararlanacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de taşınmazın sicil kaydındaki "Gece­kondu Önleme Bölgesi 775 sayılı Yasaya tabidir" şerhinin satın alma tarihinde sicildeki mevcudiyeti karşısında, edinen davalının hukuki yapısı itibarı ile Anonim Şirket olduğu müdebbir tacir gibi hareket etmekle yükümlü bulunduğu, çok az bir dikkatle taşınmazın gecekondu bölgesi ve 775 sayılı yasaya tabi olduğunu görebileceği ve öğrenebileceği amacı dışında devredilemeyeceğini ve kullanılamayacağını bilebilecek konumda olduğu hususları gözetildiğinde davalının iyi niyetli olduğu ka­bul edilemeyeceği gibi Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan da yararlanamayacağı-
İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.