Kendisine yasal danışman atanmış olan kişinin, danışmanının oyu-nu almadan yaptığı satış sözleşmesinin geçerli olmayacağı–
Trafikte kayıtlı araçların, yapıları itibariyle taşınır mal da olsalar mülkiyetlerinin geçişi taşınır ve taşınmazlardan farklı olarak, özel ve kendine özgü bir düzenleme koşuluna bağlanmıştır. Bunun sonucu olarak alıcı ancak satış senedinde belirtilen hukuki neden gereğince (satış ise satış, bağış ise bağış) aracın mülkiyetini kazanabileceği; eğer bu konuda yanlar arasında bir danışıklılık varsa ve gerçekte bağış olan irade satış gibi gösterilmişse, gerçek iradelerin resmi senette birleşmemiş olması nedeniyle mülkiyetin de geçmeyeceği; yanların gerçek iradeleri ile senede yansıyan iradeleri birleşmediğinden, geçerli hukuki bir sonuç ortaya çıkmış sayılmayacak, delillerin imkân vermesi koşulu ile danışıklı bir işlemin varlığının kabul edilmesinin gündeme geleceği- Bu halin de işlemin iptaline neden olacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemi-
Bedeli mirasbırakan tarafından ödenen ancak tapusu mirasbırakanın bildirdiği kişi (oğlu, kızı vb.) üzerine çıkarılan taşınmaz hakkında, muris muvazaası sebebiyle tapu iptal davası açılamayacağı-
Raporda keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan 13.06.1984 tarihli kıyı kenar çizgisinin çakıştığı, buna göre dava konusu taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı, Mahkeme'nin 1986/233 Esas sayılı dosyasında bulunan 14.12.1998 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kıyı kenar çizgisinin doğru olmadığının belirtildiği, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunun bir jeoloji mühendisi ile bir harita-kadastro mühendisinin katılımıyla düzenlendiği, ayrıca raporda belirtilen hususların hangi bilimsel verilere dayandığının, kıyı kenar çizgisinin nasıl tespit edildiğinin denetime elverişli bir şekilde izah edilmediği, bundan ayrı, Mahkeme'nin 1986/233 Esas sayılı dosyasında bulunan 14.12.1998 tarihli bilirkişi raporuyla hükme esas bilirkişi raporu birbiriyle çelişmekte olup mahkemece bu çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Sicile yönelik istekler İYUK'nın 2. maddesi kapsamında olmadığından davanın görülme yerinin adli yargı olması gerekeceği-
Kadastro tespitine itiraz istemi-
Mahkemece, hükümde yazılı 37010 ada 7 parselin bozmadan sonra son karar öncesinde imar düzenlemesi gördüğü ve farklı parsellere gittiği dikkate alınarak dava konusu payın gittiği parseller ve pay miktarlarının gözetilerek infaza esas olacak şekilde hüküm kurulmasının, bu hususta gerekirse pay konusunda uzman tapucu veya kadastro fen elemanı bir bilirkişiden rapor alınması gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde imar düzenlemesi öncesi 37010 ada 7 parselle ilgili yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.