Davacıların haberdar oldukları ve katıldıkları belirtilen bir ihalede, ihalenin sonucuna göre 'gerçekleşen taşınmaz pay devrine yönelik önalım davası açmalarının', 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı değerlendirilerek davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Dinlenen tanık beyanlarından, sözleşme imzalandıktan sonra davalının vazifesini yerine getirmediği ispatlanamadığına ve davacının oğlu tarafından alınıp götürülmesi suretiyle, davalının vazifesini yerine getirmesi engellendiğine göre, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin, davalı bakıcıya yüklediği görevlerin yerine getirilmediği iddiasıyla iptali istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Hakimin, tarafların tüm talepleri hakkında bir karar vermek zorunda olduğu, karşı davada A blok zemin ve 1. kat no'lu taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan şerhin kaldırılması talebi konusunda herhangi bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Takip dosyası incelendiğinde, taşınmazlara müteaddit defalar haciz konduğu, ancak hacizlerden sonra İİK’nun 106-110. maddeleri gereğince süresi içerisinde satış istenmediği, her ne kadar ............. tarihinde bir miktar satış avansı yatırılmış ise de geçerli bir satış talebinin yapılmadığı görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince, bu gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilerek hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
Tapu iptal-tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılacağı, somut olayda, fenni bilirkişiler tarafından keşif sonrası düzenlenen rapor ve krokiden ihyası istenen kadastral parselin bazı bölümlerinin yolda kaldığı görülmekte ise de diğer bazı bölümlerinin dava dışı kişilere verilen imar parselleri içerisinde kaldığının anlaşıldığı, bu durumda kadastral parselin ihyası halinde o parselin gittiği tüm imar parselleri yönünden hüküm kurulması gerekeceğinden, o imar parselleri maliklerinin davada yer almaları gerekeceği-
Haricen satışa dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün olmaz ise bedel iadesi talebine-
İfrazın mümkün olup olmadığı hususunun 3194 sayılı Yasa'nın 15. ve 16. maddesi gereğince Encümen Kararı ile belirleneceğinin sabit olduğu, oysa mahkemece ifrazın mümkün olup olmadığının encümen kararına bağlanmadığı, 16/10/2008 tarihli Belediye Başkan yardımcısı imzasını taşıyan yazıya göre neticeye gidildiği, hal böyle olunca ifrazın mümkün olup olmadığının belediye encümen kararına dayalı olarak belirlenmesi ve alınacak cevaba göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabul tarzı itibariyle de madem ki ifraz mümkün değil, o halde "caminin bulunduğu ve koruma altına alınan bölgenin" taşınmazın genel yüzölçümüne oranlanmak suretiyle miktarının saptanması ve buraya tekabül eden pay oranında kabul kararı verilmesi gereği gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetli olmadığı-
20. HD. 27.11.2019 T. E: 2017/6908, K: 6999-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.