8. HD. 24.09.2019 T. E: 2017/15589, K: 7987-
Tapu iptali ve tescil ile alacak taleplerine ilişkin davada, davacı tarafından sadece satış bedeline mahsuben ödenen paraların iadesi talep edildiğinden ödeme belgelerindeki toplam miktarın belirlenerek davacıya iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Ölü kişiye karşı dava açılamayacağı ve ölü kişi adına aynı zamanda iptal ve tescile karar verilemeyeceği- Ölenin mirasçılarının sonradan davaya dahil edilmek suretiyle de taraf teşkili sağlanamayacağı ve bu şekilde taraf teşkili sağlanan davaya devam edilemeyeceği, ölü kişilere karşı açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Tapu kaydında arsa niteliğinde olan taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle mahkemece, hükmen tapu kaydı iptal edildiğine göre; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde ve Kanunun ilgili yönetmeliğinde belirtilen yönteme göre ve ayrıca 11/03/1983 tarih, 1983/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 17/04/1998 tarih ve 1996/3 E. - 1998/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararındaki ölçütler çerçevesinde; kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ya da olumsuz etkilerinin, taşınmazın arsa niteliği dışında, bu hukuki niteliği yönünden de ayrıca tartışılması gerektiği- Tapu iptali tescil kararının kesinleştiği tarih yerine dava tarihine göre değer biçen yetersiz bilirkişi raporunun esas alınamayacağı-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Bir kimsenin, kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olan uyuşmazlıkların ticari davalardan olmadığı-
1086 sayılı HUMK’nın 13/1. maddesi (6100 sayılı HMK'nın 12/1. maddesi) uyarınca taşınmazın aynı ile ilgili davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğinin en iyi belirlenme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, bu hava fotoğraflarının kadastro tespit tarihinden en az yirmi yıl öncesine ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespit tarihi olan 2006 tarihinden 20–25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olmasının ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.