İptal ve tescil davalarının, taşınmazın kayıt maliki aleyhine açılmasının zorunlu olduğu, ancak dava konusu olayın özelliği gereği, taşınmazın son malikleri bakımından iddianın incelenebilmesi için davacı ile ilk el durumundaki dava dışı şahıs arasındaki hukuki ilişkinin inançlı işleme dayalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
MK’nun 1007.maddesine dayanan tazminat davalarında zararın, taşınmazın davacının elinden çıktığı tarihe göre hesaplanacağı-
Somut olayda; davacıların 262 ada 69 parsel üzerindeki zilyetliklerini hayvan otlatmak suretiyle devam ettirdiklerini ileri sürdüğü, mahkemenin kabulünün de bu doğrultuda olduğu, bu tür zilyetliğin, ekonomik amaca uygun sayılmadığı, kaldı ki, taşınmazın fiziki yapısı, bitki örtüsü ve dosyaya sunulan fotoğraflara göre zilyetlik yoluyla kazanılmayacak yerlerden olduğu, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Mirasbırakanın taşınmazı birlikte yaşadığı kişinin taşınmazlarda hak iddia etmeye başlaması nedeniyle ondan korumak amaçlı olarak temlik ettiği ileri sürüldüğüne göre, davanın inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin olduğu sonucuna varılması gerekeceği- İ.lı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu- İ. sözleşmesi olarak adlandırılan belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gerektiği-
Miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkin açılan davada, davacı ve davalıların M.K.'ın mirasçıları olduğu anlaşıldığı, davacı, mirasçılar Ş. ve M. K.. aleyhine muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili istemli dava açtığı ve bu davada M.K.'ın terekesini temsil etmek üzere terekeye mümessil tayinini talep ettiği- Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası mirasçılar arasında görülen bir dava olduğundan terekeye temsilci atanmasına gerek bulunmadığından, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut olmadığı sebebiyle talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 08.09.2020 T. E: 2018/1898, K: 4972-
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi gereğince, sicilin aleniyeti ve güvenirliği ilkesi gereği, taşınmazı sicilden ödenen iyi niyetli ikinci el ve ondan sonraki ellerin iktisapları konulabilecektir; oysa, birinci el durumunda olan kişinin iktisabı gerçeği yansıtmayan ve hukuken korunmasına olanak bulunmayan belgeye dayalı olması ve yolsuz tescil niteliği takması sebebiyle TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan istifadesine yasal açıdan cevaz olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve tapu iptali tescil isteği-
Taşınmazın bağış şartına uygun kullanıldığı, BK.nun 297. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmişse de, koşullu bağışın 1989 yılında gerçekleştirildiği, murisin 1993 tarihinde öldüğü gözetildiğinde, somut olayda 818 sayılı Borçlar Yasasının 246. maddesinin uygulanacağı- Rücu hakkının, sıkı surette şahsa bağlı haklardan olup, istisnalar dışında kural olarak mirasçılara geçmediği gibi, temlik de edilemeyeceği-
Geçerli bir hukuki sebebe dayanmayan tescil işleminin “yolsuz tescil” niteliğinde olduğu ve her zaman iptalinin istenebileceği, yolsuz tescilin tek istisnasının MK.nun 1023. maddesinde düzenlenmiş olduğu, somut olayda, davada taraf olmayan ancak davacıların murisi ile aynı köyde oturan ve aynı isim ve aynı soyadına sahip kişinin, ihtilaf konusu olmayan taşınmazın satışı için vekaletname verdiği vekilin, vekil edenine ait taşınmazı satacağı yerde, davacıların miras bırakanına ait taşınmazı sattığı, yolsuzluğun davalının taraf olduğu sözleşmeden kaynaklandığı, ihtilaf konusu taşınmaz ile davalının satıcısı arasında hiçbir ilişki bulunmadığı anlaşıldığından, olayda MK.’nun 1023.maddesini uygulama olanağı bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.