İlk listedeki tanıkların ölmesi veya herhangi bir nedenle dinlenilmelerinin mümkün olamayacağının belgelendirilmesi halinde ancak ikinci tanık listesi verilebileceği-
Resmi şekilde yapılmasa bile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmesi nedeniyle davalıya düşen bağımsız bölüm ve arsa payları belirlenerek, bunlar üzerinden davacıların hisseleri nispetinde hüküm kurulması gerekirken infaza uygun olmayan şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Elbirliği mülkiyetinde mirasçılardan birinin dava açmaya yetkisi olmadığı gibi sonradan diğer ortakların davaya dâhil edilerek davanın sürdürülmesi de olanaklı olmadığından, açılan davanın taraf ehliyeti yoksunluğundan reddi gerekeceği-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi mümkündür ki; böylece, sözleşme alacaklısının, sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olacağı ve üçüncü kişilere karşı ileri sürebilme olanağını kazanacağı, Tapu Kanunun 26/6 maddesi uyarınca bu şerhin 5 yıl için geçerli olup, 5 yılın dolmasıyla kayıttan silineceği ve anılan gücünü yitireceği, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra, 5 yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhlerin de sözleşme alacaklısını bağlamayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapılan bağımsız bölümün gerçek değerinin çok altında satışının yapılmış olması ve davalıların anne-oğul derecesindeki yakın akrabalık ilişkisi nedeniyle satış işleminin muvazaalı olduğu-
İdarenin taşınmaz üzerine temlikle amaçlanan bina yapma olgusu gerçekleştirildiği ve 20 yıl süreyle sicile bağlı (mülkiyet hakkı sahibi) olarak taşınmaz tasarruf edildiği, öte yandan taşınmazın temlik bedelinin 10 yıl gibi uzunca bir süreye yaymak suretiyle tahsili cihetine giden idarenin bu süre içerisinde binanın yapılmadığını, basit bir araştırma ile tespit edebileceği halde, sırf öngörülen sürede bina yapma koşulunun gerçekleştirilmediğinin ileri sürülerek 20 yıl sonra taşınmazın tapusunun iptalini ve idare adına tescilini istemesinin Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde anlamını bulan objektif iyi niyet kuralları ile bağdaştığının söylenemeyeceği gibi kabul de edilemeyeceği-
Davalının usulüne uygun olarak tanık deliline dayandığı, süresinde ibraz ettiği delil listesinde tanık olarak bildirilen ismin dinlenilmesinden açıkça vazgeçilmediği halde, mahkemece gerekçesiz olarak anılan tanık dinlenmeden, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde sonuca gidilemeyeceği-
8. HD. 13.06.2018 T. E: 10901, K: 14053-
Tapu sicillerinin tutulmasının kamu düzeni ile ilgili olup, hakimin doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğu- Doğru sicil oluşturulabilmesi için yenilenen parsel numaraları üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken sayfası kapatılan eski kadastral parsel numaraları üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığı-
Katkı payı alacak isteği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.