Dosyada mevcut veraset ilamına göre davalının dava açılmadan önce öldüğü, bu şekilde taraf ehliyetinin bulunmadığı ve aleyhine dava açılamayacağı anlaşıldığından, hakkındaki davanın reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olmasının doğru olmadığı-
Tapu iptali ve tescili- Taraf sıfatı-
Tasarrufun iptali istemli davada, davacı tarafından davalı koca aleyhine açılan katkı payı alacağına ilişkin davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği- Katkı payı alacağına hükmedilmesi halinde o alacak ve fer’ilerin de eklenerek davacının tüm (boşanma sonucu nafaka, tazminat, katkı payı ...v.s alacak ve fer’ileri) alacak ve ferileriyle sınırlı olma koşulu ile dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın tahsis hakkına dayanılarak davalıların murisi adına tescil edildiği, davacının haricen düzenlenen senetle tahsis hakkını devraldığı, tapulu yerin haricen satışının geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali, tescil talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Sözleşmenin konusu, tapuda kayıtlı bir taşınmazın satışına ilişkin bulunduğundan, TMK. mad. 706 ve TBK. mad. 213 'e göre resmi şekilde düzenlenmemiş bu sözleşmeye dayanılarak mülkiyet aktarımı istenemeyeceği ancak davacının geçersiz olan bu sözleşmeyle davalıların malvarlığına geçirdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talep edebileceği-
Avukatın, hem davalı hem de davacı tarafta yer alarak menfaat çatışması olan kişilerin vekilliğini yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının, eşi olan davalı muristen ............ Noterliğinin .......tarih, ............. yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazla ilgili olarak talep hakkının bulunduğu, mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek davacının miras payı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- HMK m.297/2 hükmü gereği hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu, mahkemece, davalı mirasçıları hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava ve ıslah dilekçesinde, bedelin faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemi bulunmasına rağmen, mahkemece, faiz hususunda hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacıların miras bırakanının kayıt malikinin ölümünden itibaren taşınmazda malik sıfatıyla zilyet olduğu bildirildiğine göre, satış senedinin olmamasının mülkiyeti kazanmayı engellemeyeceği-
Miras bırakanları ,adına kayıtlı 405 parsel numaralı taşınmazını kendisinden ve kardeşlerinden mal kaçırmak amacıyla,bedel karşılığı olmaksızın muvazaalı olarak davalı adına devredildiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan 405 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakanları ya da kendisi ve kardeşleri adına tesciline-
Anayasa Mahkemesi kararı gereğince 3621 s. Kıyı Kanunu'na göre kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığından tapu kaydının iptali davasının, zamanaşımı nedeniyle reddedilemeyeceği, mahkemece mahallinde keşif yapılarak dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca öncelikle idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin kroki uzman bilirkişisi kurulu aracılığıyla yapılacak keşifte uygulanmalı, gerek görüldüğü takdirde kıyı kenar çizgisinin bizzat mahkemece belirlenmesinin düşünülmesi gerektiği-
Her ne kadar yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın mera olmadığını bildirmiş iseler de, eski tarihli belirtmelik, norm kararı ve eylemli durum karşısında yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilmemesi gerekeceği, öncesi mera olan bir yerin yetkili mercilerce niteliği değiştirilmedikçe kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılmasının mümkün olamayacağı, taşınmazın niteliği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.