Somut olayda, hükmüne uyulan önceki bozma kararında açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda ve "inançlı işlem" hukuki nitelendirmesi çerçevesinde inceleme yapılarak, inançlı işlemin belgesi niteliğinde yazılı delil ya da delil başlangıcı bulunup bulunmadığının araştırılması, delil başlangıcı bulunması halinde iddianın her türlü delille kanıtlanması mümkün hale geleceğinden taraf tanıklarının usulünce dinlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu parseldeki inşaatın tamamında projeye aykırılıklar olduğu ve Belediye tarafından alınan yıkım kararının bulunduğu anlaşılmakla bu parseldeki projeye aykırılıkların bu kanun uyarınca giderilmesi konusunda taraflarca müracat yapılıp yapılmamasının önem arz ettiği- Kararın temyiz aşamasında, taraflarca imar barışına ilişkin müracaatta bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemece bu kapsamda araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın re'sen bozulması gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davası-
Tapulu taşınmazın haricen satın alınmasına dayalı tapu iptali ve tescil ve mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkin davada, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE– TÜFE endekslerindeki artışlar ile, altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar gözetilerek denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin belirlenmesi gerekeceği-
Mahkemece bozma ilâmına uyulduğu halde sadece inançlı işlem yönünden değerlendirme yapılıp hile iddiası yönünden bir değerlendirme yapılmamasının hatalı olduğu ve hal böyle olunca, hile iddiası üzerinde de durularak araştırma ve değerlendirme yapılması ve bu konuda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Borçlu tarafından borcun doğumundan sonra oğluna yapılan hisse satışlarından sonra, davalı-üçüncü kişi oğul tarafından devir yapılmadığından, TBK. mad. 19 uyarınca açılan davada, bu satışların muvazaalı olduğunun kabulüne karar verilmesi gerektiği- Borçlu tarafından önce oğluna, üçüncü kişi oğlu tarafından da, borçlu ve üçüncü kişinin muhasebecisi olan, taşınmazların bulunduğu yerde oturan ve apartman yöneticiliği yapan dördüncü kişiye devredilen bağımsız bölümler yönünden de davanın kabulü ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerektiği-
Davacı vekili, satış vaadi borçlusu olan davalıların mirasbırakanın kayıt malikinin mirasçısı olduğunu ileri sürmüş ise de kayıt malikinin dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgesinde mirasbırakanın mirasçı olarak yer almadığı, mahkemece, iddiasının araştırılması bakımından davacı vekiline mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi hususunda dava açmak üzere yetki ve süre verilmesi, meydana gelecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hazinenin davasının taşınmazın bataklık ve sazlık alanda kalan bölümün tamamına ilişkin olduğu, davalı tanık beyanları 20 K. 2002 tarihli jeolog raporu ve 28.02.2008 tarihli ziraat mühendisi bilirkişi raporundan teknik bilirkişi raporunda A ve B harfleri ile gösterilen alanların tespit öncesinde ve halen aktif bataklık vasfında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, tespit tarihinde yürürlükte bulunan 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun hükümlerine göre kurutma çalışmasının da bulunmadığı göz önünde bulundurularak bu yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/C maddesi kapsamında devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğu gözönünde bulundurularak davanın kabulünün gerekeceği-
TMK. 712 uyarınca açılan davada mahkemece, dava konusu üzerinde imar-ihya çalışmalarına hangi tarihte başladığını tespit edeceği, ne şekilde taşınmazı imar-ihya ettiğini ve imar-ihya işlemlerini hangi tarihte tamamlandığını sorup belirleyeceği, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar önceki zilyet M. Dere ile taşınmazı satın alarak zilyet olan davacının zilyetlik sürelerinin iktisap için yeterli olup olmadığı ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddesi hükümleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vereceği-
Tarım ve kültür arazilerinde bir taşınmazın mülkiyetinin olağanüstü zamanaşımı yoluyla edinilmesi için diğer kazanma koşulları yanında ekonomik amacına uygun zilyetlik ve tasarrufun bulunması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.