Dava konusu taşınmaza ayni muamele ile ayni zamanda hissedar olanların birbirlerine karşı şuf’a davası açamayacakları-
Mahkemece, keşfen belirlenen bedel ile tapu harç ve masrafları toplamının davacı yana depo ettirilerek davanın kabulüne karar verildiği, keşif ile belirlenen bedelin tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşıdığı, davacı tarafın bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, mahkemece bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü olacağı-
Satış dışındaki temliklerde önalım hakkının kullanılması mümkün olmayıp, trampaya konu edilen taşınmazlar arasındaki değer farkının tapuda trampa olarak yapılan temlikin aslında satış olduğunu göstermeye yeterli olmayacağı-
Mahkemece öncelikle açılan önalım davasının sonucunun beklenmesi, taşınmazdaki paydaş durumunun kesinleşmesinden sonra o davanın sonucuna göre davada yer almayan paydaşın davaya dahil edilip kendisine usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması veya davanın çift taraflı olma özelliği nedeniyle mevcut davalılardan davaya devam edip etmeyeceklerinin sorulması ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü yerine getirilmediğinden 27.03.2008 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Yetkisizlik kararı ile gönderilen davanın, açılan ilk davanın devamı niteliğinde olup yetkisiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış olan zamanaşımının kesilmesi, hak düşürücü sürenin korunması gibi hakların saklı tutulmuş olacağı-
Şuf’a davasında davacının «satış bedelinde muvazaa olduğu» iddiasını ileri sürmesinin kötüniyetli davranış olarak değerlendirilemeyeceği, “bu muvazaa iddiası nedeniyle davanın uzadığını, bu nedenle şuf’a bedelini geç aldığını, bu gecikmeden doğan zararın tazmini” iste-miyle alacak davası açan şuf’a davası davalısının bu isteminin kabul edilemeyeceği-
Bir davada zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin geçtiği iddiası varsa, bu savunma sebebinin HUMK. m. 77 ve 221 gereğince diğer itiraz ve defilerden önce incelenmesi gerekeceği, çünkü, zamanaşımı definin ya da hak düşürücü süre itirazının kabulü halinde bu nedenle dava reddedileceğinden, artık diğer itiraz ve defilerin incelenmesine gerek kalmayacağı, kaldı ki hak düşürücü süre mahkemece kendiliğinden inceleneceğinden bu konuda tarafların itirazlarının bulunup bulunmamasının da önemli olmayacağı-
Önalım hakkına konu edilen payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin davada, taraflara usulüne uygun tebligat yapılmadıkça duruşmanın yapılamayıp, hükmün verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.