"Borçlunun borcu nedeniyle yapılan satış sonucu üçüncü kişi konumundaki davalının mamelekinde kalan bir para olup olmadığının araştırılması, kalan para var ise adı geçen davalının o miktar oranında sorumlu olacağının, cebri satıştan sonra kalan para olmadığı takdirde davanın konusuz kaldığının düşünülmesi ve taşınmaz atölye niteliğinde olduğundan yapılan tasarrufun İİK. mad. 280/son uyarınca 'ticari işletmenin devri' niteliğinde olup olmadığı hususunun irdelenerek davalıların dava açılmasına sebebiyet verip vermediklerinin tartışılması ile karar verilmesi gerektiğine" değinen Yargıtayın bozma ilamına, mahkemece uyulduktan sonra, dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, davacı tarafın dava açmakta haklı olduğu gerekçesi ile tasarrufun iptali ile yargılama giderlerinin ile vekalet ücretinin davacı lehine hükmedilmesi gerektiği-
Taşınmazın seramik fabrikası kurmak üzere davalılardan ... Seramik Ltd.Şti.ne tahsis edildiği ve bu şirket tarafından fabrikanın 2008 yılı Mart-Nisan aylarında üretime başlandığı, ancak işletmesel sebeplerle meydana gelen ekonomik zorluklar yaşandığı, borçları sebebiyle elektrik, su ve doğalgazın kesilmesinden sonra faaliyetine devam edemeyerek 2008 yılı K. ayında faaliyetine son verildiği, bunun sonucu olarak yıl sonuna kadar personelin iş sözleşmelerinin aynı şirket tarafından feshedildiği, işyerinin kurulu olduğu taşınmazın ... Seramik Ltd.Şti ne devredildiği, yaklaşık 3 yıl sonra bedelsiz olarak iade edildiği, bu tarihten sonra arsa olan cinsinin "seramik fabrikası" olarak değiştirildiği, taşınmazın 2010'da ... Ltd.Şti. ne satış suretiyle devredildiğini, taşınmaz üzerindeki taşınmazların da ... Ltd.Şti. tarafından işlendiğinin bildirildiği, 2008'de kapanmasından ve işçilerin iş akitlerinin sona ermesinden sonra işyerinin 1,5 yıl kadar kapalı kaldığı, işyeri kapatılmadan ve işçilerin iş akitleri feshedilmeden ya da en azından iş sözleşmesinin feshi anına kadar işyerinin davalılardan ... Ltd.Şti. ye devredildiğine dair yapılmış bir hukuk işlemine ilişkin belge veya delilin bulunmadığı, işyerinin kapatılmasından ve işçilerin iş akitlerinin feshedilmesinden uzunca bir süre sonra işyerini devralmayı düşünen bir şirket tarafından eski borçların ödenmesi veya haczedilenlerin hacizden kurtarılması, fabrikanın kurulu bulunduğu arsanın devralınması gibi işlemlerin yasanın öngördüğü koşullarda birlikte sorumluluğu gerektiren işyeri devrine ilişkin hukuki işlemler olarak nitelendirilemeyeceği, iş sözleşmesi mevcut iken davalı iki şirket arasında yapılmış bir işyeri devri söz konusu olmadığı gerekçesiyle (genel anlamda da her iki şirket arasında organik bağ bulunmadığı da gözetildiğinde) tasarrufun iptaline dair davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Temyize konu olayda davalı üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu davalı alacaklı tarafından iddia edilmesine rağmen muvazaa iddiasını ispatlanamadığı, borçlu ile üçüncü kişi şirket ortakları arasında organik bağ olmadığı, borçlu şirkette çalışan bir kısım işçinin üçüncü kişi şirkette çalışmaya devam etmesinin tek başına muvazaalı işlemler yapıldığına karine teşkil etmeyeceği anlaşıldığından istinaf başvurusunun reddi yerine oluşan ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İtirazın iptali davası-
Borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla, üçüncü kişilerle yaptığı muvazaalı işlemlerin, iyiniyetli alacaklıların haklarını ihlal etmeyeceği (onlara karşı hüküm ifade etmeyeceği)-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.