3. HD. 08.11.2018 T. E: 2017/5242, K: 11238-
OSB’nin izni olmaksızın alt yapı ihtiyaçlarının başka yerden karşılanamayacağı ve bu amaçla münferiden tesis kurulamayacağı- Bu kuruluşların kendilerine tahsis edilen alt yapı kullanma hakkını başka kuruluşlara devir ve temlik edemeyeceği ve başkalarının istifadesine tahsis edemeyeceği- Organize Sanayi Bölgeleri Yasası'nın OSB içindeki gerçek ve tüzel kişiler yönünden düzenleme getirmekte olan özel bir kanun olduğu ve OSB’de yer alan kuruluşların, yol, su, elektrik, doğalgaz, iletişim, kanalizasyon, arıtma ve benzeri gibi alt yapı ihtiyaçlarını OSB’nin tesislerinden karşılamak zorunda olduğu; genel nitelikteki 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanun'a dayalı olarak çıkarılan yönetmelik esas alınarak davanın kabulüne karar verilemeyeceği-
Kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptali istemine ilişkin davada üyenin taşınmaz devri sonrasında aidat yatırıp yatırmadığı üyeye bu süre içerisinde kâr payı dağıtılıp dağıtılmadığı genel kurullara çağrılıp çağrılmadığı araştırılarak üyenin kooperatifle olan bağlantısının devam edip etmediği taşınmazını devralanın kooperatife ortaklık başvurusunun bulunup bulunmadığı sonucunda bu kişinin kooperatife ortak yapılıp yapılmadığının tartışılması ve ayrıca davacının halen "genel hizmet tesislerinden birinin maliki" olup olmadığı hususları üzerinde durularak oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Haciz adresinin, borçluya ödeme emrinin tebliğ adresi olmadığını, haciz sırasında borçlunun hazır olmadığı, borçlu şirket adına olan faturaların, önceki tarihli faturaların iadesine ilişkin olduğu ve bu nedenle iade fatura tarihinin, borçlunun adresi terk ettiğinin iddia edildiği tarihten sonra olmasının öneminin bulunmadığı nazara alındığında, mülkiyet karinesinin üçüncü kişinin yararına olduğunu - Yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği-
İİK'nun 280/3.maddesi uyarınca bir işletmenin tamamını ya da önemli bir kısmını satın alan kimsenin borçlunun alacaklılarına zarar verme kastını bildiği ve borçlunun da bu amaçla hareket ettiğinin kabul olunacağı- Bunun davacı alacaklı lehine getirilmiş yasal karine olduğu- Bu karinenin aksinin de ancak; devirden 3 ay önce keyfiyetin alacaklılara yazılı olarak bildirildiği veya ticaret sicili yahut alacaklıların öğrenmelerine olanaklı başka bir gazete ile ilan edildiğini ispat etmekle çürütülebileceği-
Davalı üçüncü kişinin davalı borçlu şirket yetkilisinin komşusu ile tanıştıkları, borçlu hakkında pek çok takibin yapıldığı ve bu sırada ev haczi de yapıldığı, borçlunun mali durumunu bilen şirket yetkilisinin çalıştığı işyerinde trafik müşaviri olan davalı üçüncü kişinin yaşam deneyimlerine göre borçlunun mali durumundan haberdar olduğu- 14 aracın aynı tarihlerde satılmasının, borçlu şirketin borcun doğumundan sonra alacaklılarına zarar vermek amacı ile bu işlemleri yaptığının kabulü gerektiği- Ticari işletmenin önemli bir kısmının devri işyeri devri niteliğinde olduğu-
Davacının 3. kişi işyerini borçludan borcun doğumundan sonra içindeki makinalar ile birlikte satın aldığı- Bu ilişkinin ticari işyeri devri niteliğinde olduğu ve İİK’nun 44 ve TBK’nun 202. maddelerinin uygulanması gerektiği-
İşin, asıl işverenin işyerinde yapılmış olmasının muvazaa iddiasının kabulünün delili olamayacağı, zira taşeronların aldıkları işleri asıl işverene ait işyerinde yapıyor olmaları halinde, bu yerlerin alt işverenler yönünden de işyeri anlamını taşıyacağı, bu gibi durumlarda fiziki olarak tek olan yerlerin hukuki bakımdan hem asıl işverenin, hem de alt işverenin işyeri sayılacağı, alt işveren (taşeron) işçilerinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden, asıl işverenle aralarında hizmet akdi bulunmadığı için yararlanmasının mümkün olmadığının Yargıtay’ca kabul edildiği, esasen anılan sözleşmeden taşeron işçileri yararlanabilecekleri kabul edilseydi dava konumuzda olduğu gibi muvazaa iddiasında bulunulmasına gerek kalmayacağı, ayrıca davacının yararlanmak istediği asıl işveren davalının taraf olduğu TİS’nin tarafı yetkili işçi sendikasının belirlenmesi safhasında taşeron işçileri ve bu arada davacı çalışan işçi sayısının içerisine alınmayacağı, açıklanan bu nedenlerle; davalı
Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiğinin ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul olunacağı, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, izin ücreti alacaklarının ödetilmesine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.