Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiğinin ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul olunacağı, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, izin ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Haciz adresinin icra takibine konu senette yer alan adres olduğu, haciz tarihinden sonra yapılan ve dosya içerisinde yer alan vergi kaydı yoklamasına göre borçlunun halen haciz adresinde kayıtlı olduğu, davalı 3. kişi şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğu, haciz tarihinden 5 gün sonra bir takım hisse devirleri gerçekleştirilerek SGK'lı çalışanlarına devredildiği dikkate alındığında, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü ile bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve güçlü kanıtlarla ispatlanması gerektiği, davalı tarafından mahcuzlara ilişkin ayırt edici nitelikte fatura sunulmadığı gibi, sunulan ve takip konusu borcun doğumundan sonrasına ilişkin olan vergi ve sicil kayıtları ile birlikte dayanılan tanık beyanları ile mülkiyet karinesinin aksinin ispat edildiğinden söz edilmesi de mümkün olmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Markaların üçüncü kişilere devrine ilişkin açılan iptal davasında, "davalı borçlunun adına kayıtlı başkaca markaları olup olmadığı, söz konusu markaların değerlerinin bulunup bulunmadığı, elden çıkartılan dava konusu markalar haricinde elinde kalan markalar varsa sermaye büyüklüğüne etkisinin ne olduğu, dava konusu markaların ticari işletmenin mühim bir kısmını teşkil edip etmediği" konusunda bilirkişi raporu alınmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya göre karar verilmesinin hatalı olacağı- Dava konusu markaların dava dışı bir başka şirkete devredilmesi halinde, davacı vekiline adı geçen firmanın davaya dahil edilip edilmeyeceği, davaya dahil edilmeyecek ise talebini tazminata çevirip çevirmeyeceği hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmesi gerektiği-
Davacının lehtar olduğu, dava dışı şirketin keşide ettiği 8 adet çekten kaynaklanan alacağın dava dışı şirketin malvarlığını muvazaalı işlemlerle devraldığı iddia edilen davalılardan tahsilini amaçlayan davada, davacının lehtarı olduğu çeklerde davalıların herhangi bir sıfatı bulunmadığı ve bu itibarla davacının çek bedellerini davalılardan talep edemeyeceği- Davacının, davasına dayanak yaptığı (muvazaalı devirlere ilişkin) iddiaların tasarrufun iptali davasında tartışılabileceği-
Dava konusu markayı, borçlu şirketten devir (satın) almış olan üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin ortaklarının ve temsilcilerinin aynı kişiler ve kardeş olmaları halinde, davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve alacaklılarını ızrar kasdını bildiği farzedilerek yapılan satış işleminin -İİK. 280/I uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şirket (işletme) devrine ilişkin sözleşmenin iptalinin istenmiş olması halinde, İİK. 280/son'da öngörülen yazılı bildirim veya ilanın yapıldığı iddia ve isbat edilmedikçe davanın kabulü gerekeceği-
Davacı tarafın tasarrufa konu edilen taşınmaz üzerinde hacizlerinin olduğundan, tasarrufun iptali davası açmasında hukuki yararının olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.