İhtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu, diğer bir anlatımla ihtiyati haczin 'devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması' olduğu- Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nısbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı- Dava konusunun aynı ile ilgili olmayan durumda bu malların 3. kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmediği için mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarının aslında ihtiyati haciz mahiyetinde sayıldığı ve hüküm kesinleşinceye kadar bir sınırlama yapılmaması gerektiği şeklinde Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin tarafından istikrarlı bir uygulaması da mevcut olduğu; bu nedenle tasarrufun iptali davalarında 'ihtiyati tedbir' talebinde bulunulsa dahi bu istemin 'ihtiyati haciz' talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği-
Kooperatiflerde açık kapı ilkesi gereği davacının ortaklığa kabulüne ilişkin yönetim kurulu kararının bulunmamasının üyeliğe engel teşkil etmeyeceği, davacının ortaklığının kooperatif tarafından baştan itibaren zımni olarak kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası-
İİK.'nun 58. maddesi gereğince alacak miktarının Türk Lirası ile gösterilmesinin zorunlu olduğu ve bu hususun kamu düzeninden olup mahkemece re'sen gözetileceği- Aynı takip dosyası üzerinden İİK 58/3'e göre ilk takip talebi iptal edilmeden, alacaklının talebi ile yeni bir takip talebi sunularak ödeme emrinin çıkarılmasının mümkün olmadığı-
HMK'nun 20. madde hükmünün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kararın alacaklı tarafça temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesinin nazara alınamayacağı-
Telekonferans yöntemiyle yapılan arabulucu müzakerelerinde iki haftalık dava açma süresi, arabulucu ve her iki taraf imzasının tamamlandığı tarihten itibaren başlayacağı-
6. HD. 24.04.2024 T. E: 2022/5142, K: 1030
Aynı takibe ilişkin olarak alacaklının ikame ettiği itirazın iptali davasında verilen hüküm ile buna dayanak takipte istenilip itirazın iptali davasının müddeabihinin içinde yer alan "işleyecek faiz miktarına" ilişkin menfi tespit istemli davanın dayanağı olan olay ve olgular aynı olduğundan ve işleyecek faiz oranı, itirazın iptali davasında verilen karar ile kesinleştiğinden, bu miktarın başka bir mahkemede menfi tespit istemiyle yeniden tartışılmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün olmadığı- "Menfi tespit davasının "hukuki yarara" ilişkin dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği ve direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulmasının yerinde olacağı" şeklindeki görüş ile; "Ödeme emrinde açıkça işleyecek faize itiraz edilmemiş olması nedeniyle itirazın iptali davasını gören mahkemece bu hususa girilerek hüküm tesisinin mümkün olmadığı, işleyecek faizin bu yönde ödeme emrine süresinde yapılmış bir itiraz olmadığından takip hukuku anlamında kesinleştiği ancak bu durumun maddi anlamda kesin hüküm kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceği, borçlunun takipte kesinleşen faizle ilgili menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılarak taşınmazın taşınmaz alıcı adına tescili için gerçekleşmesi gereken koşullar-
Mahkemece bozma ilamına direnilmekle bir taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağından direnmeye konu ilk karar dışına çıkarak karar vermenin usuli kazanılmış hakkın ihlali anlamına geleceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.