Mahkemece tapu kayıtları dahi getirtilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazın hisseli olduğu gözetilmeden taşınmazın satışının iptali ile taşınmazın davalı ......... adına kayıt ve tesciline demek suretiyle infazda tereddüt edilecek şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece yapılacak işin, karar tarihinden sonra taşınmazı satın alan kişinin de davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
Dava dışı işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” olduğunun anlaşılması karşısında uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun’un 3/II-(D) bendine göre el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanların hakkında iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanacağından malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları kollarına tabi olamayacakları ve bu hükmün sonucu el halıcılığı dokuma işinde çalışmaya başlanılan tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı-
Hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği- Davacıların murisinin davalı işyerindeki görevinin 1993-2000 yılları arasında genel müdürlük, 2000 yılından vefatına kadar olduğunun davacı yan tarafından beyan edildiği, 2005 ve sonraki yıllardaki ücret bordrolarının çoğunluğunun imzalı olduğu, davacıların murislerinin bildirilen ücretinin de asgari ücretin brüt tutarının üzerinde olduğu anlaşılmakla, davacıların murisinin davalı işyerinde üst düzey yönetici olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, imzalı ücret bordrolarının, işyerindeki çalışmanın bordrolarda belirtilen ücret üzerinden geçtiğinin karinesi olduğunun kabulü gerektiği- Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki yazılı belgelerle kanıtlanması gerektiği, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemeyeceği- Mahkemece, davacıların murisinin ücret bordrolarında belirtilen ücretine göre davalı Kuruma bildiriminin yapıldığı gözetilerek, dosyadaki imzalı ücret bordroları da dikkate alarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
BK’nun 520. (şimdi TBK.'nun 620.) maddesine göre adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, taraf ehliyeti de olamayacağından, adi ortaklığa karşı ödeme emri düzenlenemeyeceği-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ve dürüstlük kuralına da aykırı değil ise, alacaklının HMK'nun 124/3-4 maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak sureti ile bu yanlışlığın düzeltilmesinin mümkün olduğu-
Tapu kaydının düzeltilmesi davasının çekişmesiz yargı niteliğinde olacağı ve sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-
HMK.'nun 4/a maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Mahkemece her ne kadar asıl davadaki alacak iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile bu davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı arsa sahibine kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince verilmesi gereken 4 adet daireden; 3 numaralı bağımsız bölümün dava dışı X'e, 14  numaralı bağımsız bölümün ise davalı Y'ye ait 183/224 payın dışındaki 41/224 payın dava dışı Z adlı kişiye ait olduğu anlaşılmakla, davacının mahkemece birleşen dosyalarda verilen tapu iptali ve tescil kararı ile söz konusu dairelerin tam paylarını alamayacağı göz önünde bulundurulduğunda, maddi bir zarara uğradığı açık olup, bu zararın tespit ve tahsili ile ilgili olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı - tapu iptali tescil davaları için taşınmazlardaki diğer paydaşlar ile davanın tarafları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı - Takibe dayanak belgenin kıymetli evrak niteliğindeki kambiyo senetlerinden olan ve soyut borç ikrarını içeren bir bono olup, söz konusu bononun taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığı - Bu alacağın kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yer almayan ve senet içeriğinden "nakden ödenen bir para" olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla senet aksinin ancak aynı kuvvetteki bir yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği - Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin "bağımsız bölümlerin paylaşımı" başlıklı hükmünde, sözleşme tarihinde henüz bina ve bağımsız bölüm bulunmadığı, dairelerin sadece konumlarının gösterildiği dikkate alındığında anılan bağımsız bölümlerin sözleşmede konumları gösterilen dairelere karşılık gelip gelmediklerinin belirlenmemesinin isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.