Davacı tarafından, ruhsat iptali ve faaliyetten men işlemine karşı dava açılmadığı ancak ruhsat başvurusunda bulunmalarına karşın halen ruhsat verilmediği, aynı adreste hali hazırda ruhsatlı 2 adet daha içkili kafeteryaları bulunduğu ve idare yetkililerince denetimlerde ruhsatlı işyeri müşterilerinin, ruhsatsız işletmeye geldiğinin kabulüyle hatalı olarak tutanak ve işlem tesis ettiklerini, tekerrür hükümlerinin de hatalı uygulanarak kanunda işaret edilen cezanın üst sınırının aşıldığını ileri sürerek İptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı; idare mahkemesince, davalı idarece yapılan denetimler sonucu usulüne uygun düzenlenen tutanaklar ile davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyette bulunduğu tespit edildiği, davacı tarafından da bu tespitlerin aksini ispat edecek hiçbir bilgi veya belge dosyaya ibraz edilmediğinden, davacı hakkında idari para cezası tesisi yerinde olduğu, ancak ceza tutarının; aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için idari para cezasına konu olan fiillerin hepsinin bir yıllık süre içerisinde gerçekleşmiş olması gerektiği, bir yıllık süre sınırının aşılması halinde ise bir yılı aşan fiillerin değerlendirme dışında tutularak ceza miktarının hesaplanması gerektiği, bu durumda, ruhsatsız faaliyette bulunmak fiilinin on ikinci kez ihlal edilmiş olması nedeniyle davacı hakkında 11. kez tekerrür hükümleri uygulanarak (bir önceki cezanın iki katı) ceza verilmiş ise de; dava konusu cezanın dayanağı tespitin, tekerrür uygulamasına başlangıç alınan ve baz ceza ile cezalandırılan tespitten 1 yıl sonra yapılmış olması nedeniyle, tekerrür hükümleri işletilerek verilen cezada miktar yönünden yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 1.945.600,00 TL idari para cezasının iptaline karar verildiğinin görüldüğü, ancak, mevzuatta "aynı fiillerin bîr yıl içinde tekrarı” ifadesi dışında; tekerrürü sonlandırarak yeniden başlatan bir düzenlemeye yer verilmediği gibi “ilk tespit tarihinden itibaren bîr yıl içinde" ifadesine yer verilmeyerek açıkça aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağının düzenlendiği, bu itibarla, davanın reddinin gerektiği-
Yüklenici iş bedelinin tamamını sözleşmede öngörülen sürelerde ve vadelerde ödememek suretiyle işin gecikmesinde kendisi kusurluysa cezai şart isteyemeyeceği-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar, kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin, taleple bağlı kalmayarak re'sen de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki yaratmayacak şekilde karar vermek durumunda olduğu-
TMK. mad. 588'den kaynaklanan gaiplik ve mal varlığının intikali isteklerine ilişkin davaların , taşınmazın aynına yönelik olmaları nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğu (HMK. mad. 2)-
Davalı yanca açılan davanın zaman aşımına uğradığı iddia edilmiş ise de, davaya konu kredinin 31/01/2013 ve 12/02/2014 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin tahsiline ilişkin olduğu, kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 26/03/2014 tarihinde kat edildiği, 2014 yılı içerisinde alacağın tahsiline yönelik olarak takip yapıldığı, takip sonucu ipotekli taşınmazların alacağa mahsuben 02/07/2015 tarihinde satışının gerçekleştirildiği, rehin açığı belgesi alındığı, eldeki davanın ise 12/09/2017 tarihinde açıldığı gözetildiğinde davalı yanın iddia ettiği 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı-
Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, takibe konu alacağın konut finansmanından kaynaklandığı da dikkate alınarak, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine %20 para cezasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Davaya konu hissede hatanın yapıldığı davada devletin kusursuz sorumluluğu nedeniyle yaptığı ödemeden itibaren 2 yıl geçmediği anlaşılmasına karşın, davaya konu rücu isteminin, zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği 13/04/1978 tarihinden itibaren 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığı nazara alındığında mirasçılar yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiği-
8. HD. 27.02.2018 T. E: 2017/4769, K: 2831-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.