Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden kısıtlı adına vasisinin takip talebinde borçlu olarak gösterilmesi ve ödeme emri tebligatının vasiye tebliği zorunlu olup vasi yerine kısıtlıya çıkarılan ödeme emri tebliğ işleminin de yok hükmünde olduğu, kısıtlı borçlu hakkında doğrudan takip yapılamayacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olmakla, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Hizmet tespiti istemi-
Alacak davası-
Dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğundan mah-keme tarafından doğrudan doğruya gözönünde tutulacağı– Davalının ruhsal yönden rahatsız olduğunun ileri sürülmesi halinde, sulh hukuk mahkemesine yazı yazılarak, davalının vesayet altına alınmasını gerekip gerekmediğinin sorulması gerekeceği–
Boşanma ve ayrılık sebepleri hakkında, eşlerin milli hukukunun uygulanacağı–
Borçlunun hakkında yapılan takipte pasif takip ehliyeti bulunmadığı yönündeki başvurusu şikayet niteliğinde olup, genel haciz yoluyla takipte borçlunun, icra dairesinde borca itiraz etmiş olmasının, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takip ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği, yani, borçlunun özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararının olduğu- Borçlu tarafından ileri sürülen kefaletin şekil şartlarına ilişkin hususun açılacak olan itirazın iptali davasında değerlendirileceği- Mahkemece, takibe dayanak borca esas kredi sözleşmesinin niteliği incelenerek, tüketici kredisi olup olmadığı tespit edildikten sonra, şayet tüketici kredisi olması halinde, TBK'nun 585. maddesinde ön görülen koşulların bulunup bulunmadığı re’sen değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
“Yolcu gemisi imalatı ve alımı” işinin, davacı şirketin ticari işletmesiyle ilgili olsa da, davalı Belediyece uyuşmazlık konusu işin ihalesi, ticari işletmeleriyle ilgili olarak değil kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirildiğinden ve devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar tacir sayılamayacaklarından, Belediye Başkanlığının tacir olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, davaya bakma görevinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-
Şikayetçi ipotek borçlularına, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekeceği, bu hususun kamu düzeninden ve takip şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği-
Yüze karşı verilen kısa kararda, "alacaklı tarafça yeniden tebligat çıkarılması talep edildiğinden konusuz kalan dava nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına” gerekçeli kararda ise “ödeme emrinin yeniden gönderilmesi talep edildiğinden varsa borçluya ait mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına” şeklinde karar verilmesinin çelişki meydana getirdiği-
Davacılar, tacir olmadığı gibi, taraflar arasındaki protokolden kaynaklanan dava da Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığından, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan edimin yerine getirilmemesi nedeniyle alacağın tahsili istemine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.