Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorunda olduğu, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuş olduğu-
İ.lı işleme dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, ilk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanması gerektiği- İ.lı işleme ilişkin tanık beyanı üzerinde durulması gerekeceği- Davacıların murisi tarafından yapılan temlikin, inançlı işlem olduğunun saptanması durumunda murisin herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığının, borcun ödenip ödenmediğinin saptanarak herhangi bir borcunun olmadığının saptanması halinde, ara malikler davalılar ile son kayıt maliki olan davalının iyiniyetli olup olmadığının, bir başka ifadeyle TMK'nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının saptanması gerektiği-
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı H.U.M.K’nun 288.’nci maddesi (yargılama sırasında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 200.maddesi) gereğince davacı tarafından talep edilen kira miktarına göre kira bedelleri ancak kesin delillerle kanıtlanabileceği-
İmar Kanunu kamu düzeni ile ilgili olup, emredici hükümler taşıdığından, mahkemelerce re'sen gözönünde bulundurulması gerekeceği, İmar Kanununa aykırı yapılan her türlü inşaatın yıkılması gerekeceğinden, yaratılan değerlerin hukuken korunması söz konusu olamayacağı gibi; kanuna aykırılık devam ettiği sürece, bu nitelikteki bir binadan dolayı, hangi hukuksal nedene dayalı olursa olsun, hak talebinde de bulunulamayacağı, bu nedenle, somut olayda, kaçak inşaatın ruhsata bağlanmasının hukuken mümkün olup, olmadığının da ayrıca araştırılıp, saptanmasının zorunlu olacağı-
Davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturup, bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılacağı- İdari eylem ve işlemlerden doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b mad. gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davasının açılması gerektiği-
Davacı tarafından davalı aleyhine açılmış bulunan kısmi itirazın iptali davasının taleple bağlı kalınarak 5.000 TL üzerinden sonuçlandığı- Böylece davaya dayanak alınan hukuki ilişkinin varlığı saptanarak, davalının sorumluluğunun da kesinleşen bu hükümle tespit edildiği- Kısmi davada alınan bilirkişi raporunda alacağın miktarının 44.116,31 TL olarak tespit edilmiş olup mahkemece yeniden bilirkişi raporu alındığı ve alacağın miktarının 51.990,11 TL olarak belirlendiği- Oysa kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümünün sonradan açılan itirazın iptali davası için kesin hüküm oluşturacağı- Açıklanan nedenlerle; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/... Esas sayılı dosyasında verilen hükmün kesinleştiği ve söz konusu kesinleşen hükümde alacağın miktarı 44.116,31 TL olarak bilirkişilerce tespit edildiği halde yanılgılı değerlendirme ile davacının ıslah talebi nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kiralananın tahliyesi-
Davalının, davacı belediyeye devrolan dava dışı belediyenin yaptığı toplu konutlardan aldığı dairenin bakiye borcu bulunduğuna ilişkin uyuşmazlığın 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığı ve buna göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde, "icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunulmadığından takibin düştüğü" gerekçesi ile "ihalenin feshine" karar verilmişse de, kamu düzenine ilişkin olmayan ve şikayetçi tarafından ileri sürülmeyen bu hususun re'sen ele alınamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.