Taşınmaz sayısı dikkate alındığında, davanın dava tarihi olan 05/05/2010 günü itibariyle 7.230.00 TL olan sulh hukuk mahkemelerinin görev sınırı içerisinde kaldığını kabul etmek hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden dava dilekçesinin görev noktasından reddi gerekeceği-
Davalı tarafından davacı adına düzenlenen beş adet çekin verildiği tarihte davalı şirketin dava dışı sigortalı çalışanının bu tarihten kısa bir süre önce davacı şirket çalışanı olduğu- Çeklerin teslim tarihinden sonra da davacı şirkette pay satın almak suretiyle ortak olduğu ve şirket yetkili müdürü olduğu, yine çeklerle aynı dönemde dava dışı çaılşa elden yapılan ödemeleri davacı şirketin kabul ettiği ve yapılan bu ödemeleri davacı şirketin ticari defterlerine işlediği anlaşıldığından davanın reddi gerektiği-
Gerek ilk derece mahkemesi gerekse bölge adliye mahkemesince, borçlu şirketin borcunun tamamının rehinle karşılanamayacağının sabit durumda olduğu gerekçesi ile borçlu hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmasına engel bir durumun bulunmadığına hükmedilmiş ise de, icra dosyalarının incelenmesi neticesinde genel haciz yoluyla başlatılan takipte toplam alacak miktarının ............. TL olduğunun görüldüğü, İİK. 45/1 maddesine göre bu alacağın rehinle karşılanan kısmı için sadece rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabileceği, genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı, ancak, aynı alacağı temin için verilen ipotekler limit ipoteği olduğundan, limit ipotekleri toplamından fazla ipotekle temin edilmeyen alacak kısmı için genel haciz yolu ile takip yapılabileceği, o halde mahkemece, genel haciz yolu ile takibe konu alacakla ilgili olarak verilen limit ipoteği toplamının tespiti ile bu miktar kadar takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, alacağın rehinle karşılanamayacağının belirgin olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine şeklinde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mera niteliğindeki taşınmazlar için oluşturulmuş tapu kaydının iptalinde kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği ancak, adına oluşturulmuş bulunan tapu kaydı iptal edilerek elindeki taşınmazı alınan kişiye, tazminat niteliğinde bir bedel ödenmesi gerekeceği-
Kira bedeli tahsili için icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine-
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinden bağımsız niteliği nazara alındığında ve rekabet yasağı sözleşmelerinde öngörülebilecek ceza koşuluna dair özel hüküm niteliğinde olan hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağına ilişkin hükmün taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesine uygulanmasının imkânının bulunmadığı; bu sebeple rekabet yasağı sözleşmesinde, sözleşmenin ihlâli durumunda sadece davalı şirket aleyhine öngörülen ceza koşulunun geçerli olacağı- Ceza koşuluna karşılık olarak işçiye herhangi bir karşı edim yükümlülüğünün sözleşmede öngörülmemiş olması, şirket aleyhine öngörülen ceza koşulunun geçerliliğini etkilemeyeceği-
«Devlet mallarının haczedilemeyeceği»ne ilişkin İİK. mad. 82/1 hükmü ile «özel yasalardaki haczedilmeyecek mallar»a ilişkin hükümlerin kamu düzeni ile ilgili olduğu, bu hükümlere aykırı işlemlerin süresiz şikâyete yol açacağı–
Müşterek çocuk nüfusa kayıtlı değil ise, taraflara nüfusa kaydettirmeleri hususunda usulünce süre verilip bu eksikliğin giderilmesi sonrasında müşterek çocuğun velayeti ve kişisel ilişki hususunda bir karar verilmesi gerektiği-
Harçlar Yasasında harcın alınması ve tamamlanması yanların isteklerine bırakılmamış olup, bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesinin gerekeceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda; bilirkişiden ek rapor alınarak tecavüzlü yapının değerinin tespiti, dava değerinin belirlenerek bu değer üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Ölü kişi hakkında ‘dava’ açılamayacağı gibi ‘takip’te yapılamayacağından, kamu düzenine ilişkin bu konudaki şikayetin süreye bağlı olmadığı– Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.