Kooperatif anasözleşmesinde merkez olarak gösterilen yerin kooperatifin ikametgahı sayıldığı; kooperatif ile ortakları arasında birbirlerine karşı açacakları davalara HMK'nın 14/2. maddesi (HUMK'nın 17/son cümlesi) gereğince kooperatifin ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılacağı; HMK'nın 14/2. maddesi kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği; davacı kooperatifin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adres Adana İli, Karaisalı İlçesi olduğundan, mahkemenin davaya bakmaya yetkisiz olduğu halde, davanın esasına girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı -
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği, bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olmasının zaruri olduğu, eldeki davada, davacının sıfatının tam olarak araştırılmasının gerekeceği, davacı yüklenici ise açtığı davada Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu, davacı eğer kanunun aradığı anlamda tüketici ise Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olamayacağı, davacının sıfatının araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK’nın 134. maddesinde "... talebin reddine karar verirse ihalenin feshine karar verilmesini talep edeni feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder." düzenlemesine yer verilmiş olduğu- Yasanın para cezasına ilişkin bu hükmünün emredici nitelikte olmakla beraber, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan re’sen uygulanması gerekeceği-
Bilirkişi rapor ve ek raporları ile, davacı şirketin usulüne uygun tutulduğu tespit edilen ticari defter ve belgelerine göre davalının davacı şirkete hisse devir tarihi itibariyle .................. TL borçlu olduğunun tespit edildiği ve davalının kendi yetkili olduğu dönemde yapılmış defter kayıtlarının yanlış olduğunu ileri sürmesinin kabul edilemeyeceği; bilirkişi heyetinin teşekkülünde usule aykırılık bulunmadığı gibi ıslah edilen miktara mahkemece ıslah harcının yatırıldığı tarihinden itibaren faiz işletildiği; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 282 nci maddesindeki "Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." yasal düzenlemesi dikkate alındığında; davalı vekili tarafından ileri sürülen diğer istinaf sebeplerinin yargılama aşamasında verdiği beyan ve itiraz dilekçeleri ile de ileri sürüldüğü, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında bu iddiaların değerlendirildiği ve İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişiler tarafından düzenlenen kök ve ek rapor içeriğindeki tespitler de gözetilerek davanın kabulüne karar verildiği; mahkeme kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının ölen eşiyle birlikte yaşadıkları konutun kendi­sine özgülenmesi talebinin Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanmakta olduğu ve özgülenme görevinin mirasın paylaşımında görev­li olan Sulh Hukuk Mahkemesine ait olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.