Alacaklı banka ile asıl borçlu arasında düzenlenen üst sınır ipoteklerinde ipotek limitinin belirlendiği fakat; temlik sözleşmesi ile alacaklı banka tarafından temlik borçlusu nezdinde doğmuş kredi alacağının temlik alana devir edildiği, temlik alacaklısının ipotek limitini aşmamak koşuluyla temlik aldığı alacak ve ferilerinin tahsilini talep edebileceği-
Dava dilekçesinde vasiyetnamenin açılmasının ve mirasçılık belgesi verilmesinin istenildiği, vasiyetnamenin açılıp okunması hakkında bir karar verilmeden vasiyetnamenin tenfizi hakkında inceleme yapılmasının doğru olmadığı, vasiyetin tenfizi talep edilen taşınmazın dava tarihindeki değerinin araştırılarak görevli mahkemeyi belirledikten sonra davanın esasına girilmesinin gerektiği, mahkemece; ikinci sıradaki talep yönünden öncelikle görevsizlik kararı verilip, birinci talep konusunda verilecek kararın sonucunun beklenilmesinin gerektiği-
Bir taşkın inşaata dayalı temliken tescil davasında, öncelikle taşkın yapılanmanın iyiniyete dayanıp dayanmadığı araştırılarak davacının iyiniyetli olduğunun açıkça saptanması halinde, MK’nun 725. madde-sinde belirtilen diğer koşullar da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlar Kanununun 487. maddesinin rehin veren asıl borçlunun kefili hakkında da uygulanabileceği (Alacaklının, asıl borçluya gitmeden, doğrudan doğruya kefil hakkında da takip yapabileceği)—
Dava, TSE lisans marka (kullanma) ücretinden doğan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir...
Kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyenin tebliği işleminde, muhatabın işte olması nedeniyle adreste bulunmadığı tespit edilerek tebliğ evrakı Muhtarlığa teslim edilmiş ise de, bu bilginin kimden alındığının belli olmadığı, tebligatta buna dair bir açıklamanın bulunmadığı, ihbarname kapıya yapıştırıldıktan sonra isim ve imzadan kaçınan komşusuna bilgi verildiği belirtilmekle birlikte bu komşunun kim olduğunun belli olmadığı açıklanan nedenlerle tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde belirtilen usule uygun olmadığı-
Acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere vasinin dava açması için vesayet makamının izni gereklinin olduğu (TMK. mad. 462/8)-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorunda olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.
