Kural olarak; nişanlıya verilen alışılmışın dışındaki (mutad) hediyelerin aynen, mümkün olmaması halinde ise bedelinin iadesine hükmedilmesi gerekeceği-
TMK. mad. 121 gereği manevi tazminat talep edebilmek için nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik haklarının da saldırıya uğramış olduğunun ispatı gerektiği-
Teb. Kan. mad. 17'ye göre tebliğ edilmeyen gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın temyiz incelenmesine esas olmak üzere gönderilmesi için mahkemeye geri çevrilmesi gerektiği-
Davalı tarafından asıl alacağın ödenmiş olduğu ve davacının da ifa anına kadar davaya konu asıl alacağın fer’ileri niteliğinde olan vekalet ücreti, icra giderleri ve faizi saklı tutmaya yönelik bir beyanın bulunmadığı anlaşılmakla; asıl alacağın ifası ile buna bağlı olarak fer’ilerin sona erdirildiği ve bu durumda davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı vekili; "davacı aleyhine dava dışı banka tarafından yapılan takipte, icra müdürlüğü tarafından davalı bankaya hitaben yazılan yazıda maaş hesabı hariç kaydı bulunduğu halde, davalı banka tarafından davacının maaşına haciz uygulandığını, yazılı ve sözlü taleplerinin olumsuz sonuçlandığını, bu nedenle davalı aleyhine başlatılan takipte ise davalı banka tarafından haksız olarak borca itiraz edildiğini, alacak miktarının takip dosyasına değil davacıya bizzat ödendiğini, ancak faiz, vekalet ücreti ve icra giderlerinin icra dosyasına ödenmediğini ve davalının itirazının baki kaldığını" belirterek, haksız itirazın iptali, icra inkar tazminatına hükmedilmesi, davalı banka tarafından maaş hesabına bloke konulması nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuşsa da, davalı bankanın eylemi ve olayın gelişim şekli ile ilgili yasa maddeleri (TMK. 24; TBK. 58) birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemece, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu onu olayın manevi zararın esaslı unsuru teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığının saptanamaması halinde manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Karşı tarafın haksız eylemi nedeniyle malvarlığında zarar meydana gelen kişinin bu yüzden duyduğu üzüntü nedeniyle manevi tazminat isteyemeyeceği-
Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği-
Taraflar arasında görülen nişan bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasında, ziynet eşyalarının iade edildiğini beyan eden tanıklarının tarafsızlıkları tartışılabilecek tanıklar olması ve bu yönde beyanda bulunan başka tanıkta olmaması halinde, davacının tanık beyanları ile ziynet eşyalarının iade edildiği iddiasını ispat edememiş olacağı-
Küçükbaş hayvanların telef edilmesi şeklinde oluşan zarar, malvarlığına ilişkin zarar niteliğinde olduğundan, manevi tazminatın koşullarını düzenleyen TBK mad. 58'e göre, hayvanın uğradığı zarar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemeyeceği- Ceza Mahkemesinin dava konusuna ilişkin yargılamasında, davalının mala zarar verme suçundan ceza aldığı ve eylemin haksız tahrik altında işlendiği sabit olduğundan, maddi tazminat talebi yönünden haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.